Eşrefimi koydular otomobile Giresunda dostum var oda nafile
Ne güzel yorum
Türküler ölmez... Ağzına sağlık
sakarya dereleri
esrefin annesi ocak başinda
sakarya usdunde
gresun gencleri degil karasu gencleri idi
Hakkı senin ananı bacını sikeyim
https://www.youtube.com/watch?v=UEa_7QP9LTM
Eşref i vurdular nafile yere.
Yüz yüze den geldim. Pişmanım.
Orjinal şekli ile o kadar ustaca yorumlamis ki üstad üstüne söz olmaz
Insanin neyaparsa dos mildiyiyapar azına salık üstat
hikayesini öğrendiğimde çok etkilendim...
benim şarkım maşallah ağzına sağlık mutlu oldum dinleyince mutu olmadığım eşrefin ölmesi..
Hikayesi çoğu yerde yanlış anlatılıyor.Ben bizzat dedemden dinledim.Giresun üstünde değil Piraziz üstünde olacak.Esref bey ağadır.Hakkı da o zamanın okumuş gençlerindedir.Esref Ağa Hakkı nın sevdiği kızı -bey olmasının gücünü kullanarak- almak ister. Hakkı Pazarsuyu'nda Eşref Ağa yı atının üstünde vurur. Eşref ağa sevilen de bir bey olduğu için ağıt yakarlar.
TUĞKAN SERVET ŞENEL çok sağol abim bende Piraziz liyim
TUĞKAN SERVET ŞENEL çok sağol abim bende Piraziz liyim
TUĞKAN SERVET ŞENEL bende piraziz bozat lıyım hikaye senin dediğine benzer şekilde fakat hakkı fabrikada çalışan eşref bey sevdiği yada beğendi kıza hakkının yanaşmaya çalışması üzerine eşref bey fırça hakkı gururruna yediremez vurur ...
Piraziz neresi arkadaşlar
@Ali Yesilyaprak giresunun ilçesi
Eşref bey 1905 yılında o zamanki adıyla abdal diye bilinen piraziz'de dünyaya gelmiştir dönemin sayılı ailelerinden gedikalizadelere mensuptur.kişilik olarak son derece sosyal, cömert, yakışıklı, iyi giyimli, halk tarafından sevilen biridir eşref bey giresun merkezde camlı sokakta(şimdiki fatih caddesi) abisi ile kendilerine ait olan fındık farikalarını işletmektedirler.1933 yılında bir yakınının tavsiyesi üzerinde fabrikasında muhasebeci olarak çalıştırtırmak üzere hakkı isimli bir kişiyi yanına alır hakkı'yı geniş yetkilerle donatır ancak bir süre sonra fabrikada çalişan bayan işçiler hakkıyı eşref bey'e şikayet ederler hakkı'nın kendilerinin rahatsız ettiğini ve kendi çalııştıkları bölüme gelmemesini talep ederler eşref bey hakkı'ya kadın işçilerin bölümüne girmemesini sıkı sıkı tembih eder ancak kısa bir süre sonra hakkı'nın yine o bölümde dolaştığını görerek kendisini oldukça sert bir şekilde uyarır hakkı bunu gururuna yediremaz ama cevap veremez izleyen gün giresun'da adet olduğu üzere giresun limanından fındık yükleyerek sezonun ilk nakliyesini yapacak olan gemi seferi için tören düzenlenmiştir o yıl ilk seferi düzenlenen eşref bey'in fabrikasının ürünüdür tören bittikten sonra eşref bey hakkı'yıda yanına alarak lokantaya gider yemek yerler ardından fabrikaya dönerler ofiste sohbet esnasında hakkı eşref bey'den tabancasını çok beğendiğini ve görmek istediğini söyler eşref bey'de tabancasını verir hakkı orda eşref beyi kendi silahı ile vurur.eşref bey son gücünü toplayıp vurulduktan sonra camlı sokakta yer alan fabrikasından çıkar geçmekte olan otel sahibi talat bey'e hakkı beni vurdu talat der hemen ardından çevredeki esnafla birlikte eşref bey hastaneye kaldırılır ancak iki saat geçmeden vefat eder hakkı büyük bir takip sonrası yakalanır cezaevine götürülür.hakkı daha cezaevine varmadan eşref bey'in vurulduğunun haberi cezaevinde duyulmuştur.eşref bey'i çok seven giresun'lu gençler hakkı'ya bir karşılama töreni hazırlarlar mahkumlardan birisi yakınında bulunan mangal demirini hakkı'nın sırtına saplar cezaevinde 2 ay yatan hakkı cumhuriyet'in kuruluşunun 10. yıl münasebetiyle çıkarılan af kanunundan yararlanarak serbest kalır giresunda artık yaşayamayacağını anlayan hakkı izini kaybettirir o günden sonra hakkıyı gören kimse olmaz.eşref bey'in vefatından çok kısa bir sonra kendisini sevenlerin önce maniler şeklinde yazdığı ve söylediği dizeler yine kısa bir sre sonra yakılan türküye dönüşüür türkünün kaynak kişisi bu türküyü kemençeyle ilk kez söyleyen picoglu osman'dır
Kaynak: Ekşi Sözlük
bu öyle degilki esas sakaryadan cikmiş bu sakarya nehrinde olmuş olay hakkı dedigimiz kişi ormancı idi
@Bayram Hendem ybsg
@Bayram Hendem Kardeşim Sakarya ile ne alakası var ya sen çok yanlış gelmişsin.
Yok abi ne Sakaryası ne Giresunu bu hikaye çinde yaşanmış 😊😊ulan ne mallar var ya adam Giresun diyor öteki yok abi Sakarya diyor
hikayesi war bunun
Çok etkilendim hikayesini bilen var mı bu ağıtın çok üzücü
+HAYRİYE YELSİZ Eşref bey 1905 yılında o zamanki adıyla Abdal diye bilinen Piraziz ilçemizde dünyaya gelmiş. Dönemin sayılı ailelerinden Gedikalizadelere mensup imiş. Kişilik olarak son derece sosyal, cömert, yakışıklı, iyi giyimli, halk tarafından sevilen biriymiş Eşref Bey. Giresun merkezde Camlı Sokak’ta (şimdiki Fatih Caddesi) abisi ile kendilerine ait olan fındık fabrikalarını işletirlermiş.1933 yılında bir yakınının tavsiyesi üzerinde fabrikasında muhasebeci olarak çalıştırmak için Hakkı isimli bir kişiyi yanına almış. Hakkı’yı geniş yetkilerle donatmış; ancak bir süre sonra fabrikada çalışan bayan işçiler Hakkı’yı Eşref Bey’e şikayet etmişler. Hakkı’nın kendilerini rahatsız ettiğini ve kendi çalıştıkları bölüme gelmemesini talep etmişler. Eşref Bey, Hakkı’ya kadın işçilerin bölümüne girmemesini sıkı sıkı tembih etmiş ancak kısa bir süre sonra Hakkı’nın yine o bölümde dolaştığını görerek kendisini oldukça sert bir şekilde uyarmış. Hakkı bunu gururuna yedirememiş ancak sesini de çıkarmamış.İzleyen günlerde Giresun’da adet olduğu üzere Giresun limanından fındık yükleyerek sezonun ilk nakliyesini yapacak olan gemi seferi için tören düzenlenmiş. O yıl ilk seferi düzenlenen fındıklar, Eşref Bey’in fabrikasının ürünüymüş. Tören bittikten sonra Eşref Bey, Hakkı’yı da yanına alarak lokantada yemek yemiş. Ardından fabrikaya dönmüşler, ofiste sohbet esnasında Hakkı, Eşref Bey’e tabancasını çok beğendiğini ve görmek istediğini söylemiş. Eşref Bey’de tabancasını vermiş. Hakkı orada Eşref Bey’i kendi silahı ile vurmuş.Eşref Bey vurulduktan sonra son gücünü toplayıp Camlı Sokak’ta yer alan fabrikasından çıkmış ve oradan geçmekte olan otel sahibi Talat Bey’e “Hakkı beni vurdu Talat!” demiş. Hemen ardından çevredeki esnaf Eşref Bey’i hastaneye kaldırmış, ancak iki saat geçmeden Eşref Bey vefat etmiş. Hakkı büyük bir takip sonrası yakalanmış ve cezaevine götürülmüş.Hakkı cezaevinde yatarken Eşref Bey’in en yakın arkadaşı ve akrabası olan Ahmet Ağa Gedikali, can dostum dediği Eşref Bey’in öcünü almak için çevresini kullanarak aynı cezaevine basit bir suçla girmiş ve keskinlettiği bir kaşığın sapını Hakkı’ya saplayarak öldürmek istemiş. Bu olaydan yara alarak kurtulan Hakkı, 2 ay yattıktan sonra Cumhuriyet’in kuruluşunun 10. yıl münasebetiyle çıkarılan af kanunundan yararlanarak serbest kalmış. Giresun’da artık yaşayamayacağını anlayan Hakkı izini kaybettirmiş. O günden sonra Hakkı Zaimoğlu’nun yaşamını İstanbul’da sürdürdüğü ve 80li yıllarda hayatını kaybettiği belirtilir.
+BrokeN 28 merakımızı giderdiğiniz için teşekkürler. Bir ibretlik durum daha meydana gelmiş.Çingeneyi padişah yapmışlar, önce babasını asmış.Herkez burdan hisse çıkarabilir.
+HAYRİYE YELSİZ Eşref bey 1905 yılında o zamanki adıyla abdal diye bilinen piraziz'de dünyaya gelmiştir dönemin sayılı ailelerinden gedikalizadelere mensuptur.kişilik olarak son derece sosyal, cömert, yakışıklı, iyi giyimli, halk tarafından sevilen biridir eşref bey giresun merkezde camlı sokakta(şimdiki fatih caddesi) abisi ile kendilerine ait olan fındık farikalarını işletmektedirler.1933 yılında bir yakınının tavsiyesi üzerinde fabrikasında muhasebeci olarak çalıştırtırmak üzere hakkı isimli bir kişiyi yanına alır hakkı'yı geniş yetkilerle donatır ancak bir süre sonra fabrikada çalişan bayan işçiler hakkıyı eşref bey'e şikayet ederler hakkı'nın kendilerinin rahatsız ettiğini ve kendi çalııştıkları bölüme gelmemesini talep ederler eşref bey hakkı'ya kadın işçilerin bölümüne girmemesini sıkı sıkı tembih eder ancak kısa bir süre sonra hakkı'nın yine o bölümde dolaştığını görerek kendisini oldukça sert bir şekilde uyarır hakkı bunu gururuna yediremaz ama cevap veremez izleyen gün giresun'da adet olduğu üzere giresun limanından fındık yükleyerek sezonun ilk nakliyesini yapacak olan gemi seferi için tören düzenlenmiştir o yıl ilk seferi düzenlenen eşref bey'in fabrikasının ürünüdür tören bittikten sonra eşref bey hakkı'yıda yanına alarak lokantaya gider yemek yerler ardından fabrikaya dönerler ofiste sohbet esnasında hakkı eşref bey'den tabancasını çok beğendiğini ve görmek istediğini söyler eşref bey'de tabancasını verir hakkı orda eşref beyi kendi silahı ile vurur.eşref bey son gücünü toplayıp vurulduktan sonra camlı sokakta yer alan fabrikasından çıkar geçmekte olan otel sahibi talat bey'e hakkı beni vurdu talat der hemen ardından çevredeki esnafla birlikte eşref bey hastaneye kaldırılır ancak iki saat geçmeden vefat eder hakkı büyük bir takip sonrası yakalanır cezaevine götürülür.hakkı daha cezaevine varmadan eşref bey'in vurulduğunun haberi cezaevinde duyulmuştur.eşref bey'i çok seven giresun'lu gençler hakkı'ya bir karşılama töreni hazırlarlar mahkumlardan birisi yakınında bulunan mangal demirini hakkı'nın sırtına saplar cezaevinde 2 ay yatan hakkı cumhuriyet'in kuruluşunun 10. yıl münasebetiyle çıkarılan af kanunundan yararlanarak serbest kalır giresunda artık yaşayamayacağını anlayan hakkı izini kaybettirir o günden sonra hakkıyı gören kimse olmaz.eşref bey'in vefatından çok kısa bir sonra kendisini sevenlerin önce maniler şeklinde yazdığı ve söylediği dizeler yine kısa bir sre sonra yakılan türküye dönüşüür türkünün kaynak kişisi bu türküyü kemençeyle ilk kez söyleyen picoglu osman'dır
Teşekkür ederim yurdumun dört bir yanında böyle acılar yaşanmış ve yaşanmaya devam ediyor
bicoğlu osmandan dinleyin birde ...
bu fotoğraf nerede çekilmiş bulamadım ??
Hayatım boyunca Giresun'u geçtim, Karadeniz'e yaklaşmadım bile. Hiç şansım olmadı. Ama bu türküyü dinledikten sonra yıllardır içimde eksik olan bir şey dolmuş gibi hissettim. Sanki tam oldum bu Eşref Bey'le. Sanki ait olduğum yer Giresun'muş gibi.. İlginç...
Rahmetli dedemin en sevdiig turku.