Düşen bir yaprak görünce aklina bu şarkı gelmeyen de ne biliyim...
Yıldırım Gürses Büyük üstadın eserine Teoman yorumu.
Rüzgarla düşen yaprakların altında ezildim
Seni tanıdığım gün , bir gün orada konaklayacağını bildiğim için içimde çiçekler yetiştirmeye başlamıştım. Her renkten her çeşitten Çiçekler. Daha çok mor ağırlıklı, moru seviyorsun diye. Bir tek gül yetiştirmedim o bahçede. Hani dikenleri göğüs kafesime batsın da ellerine batmasın diye. Ellerin... Ellerini çok severdim. İçinde senin olduğun o bahçeyi çok severdim. Şimdi sen yoksun. Her gün bir çiçek soluyor. Kalanların umudu azalıyor. Elimden hiçbir şey gelmiyor. Çiçeğim, ben yanlış kişiye mi çiçeklerimi feda ettim?
Allah aşkına neler çektin böyle ya? Ne zaman gelsem buralardasın.
@Gökçehan Özcan içinde bulunduğum cenneti ateşe verdim
Bakma öyle yazdığıma, Sen şimdi bugün çıkıp gelsen beni bulamayacaksın. Ellerim cebimde, Öylece yürüyorum o günden beri ama nasıl uzaklaşmışım. Kimse yok etrafımda. Bir tek ben. Yolun sonu neresi bilmiyorum. Ama şunu biliyorum ki bıraktığın yerde değilim. Zaten ne yol ne iz bilirim, biliyorsun. Çiçeğim, kaybolacağımı bile bile beni nasıl orada bıraktın?
Seninle geçen günlerim, hayatımın en güzel günleriydi. Öyle güzeldi ki ben, 22 yaşındaki bu adam, bir daha bu kadar mutlu olup olmayacağımı bilmiyorum. Elbet yine mutlu oluruz, ayrı ayrı. Ama ya beraber olduğumuz kadar mutlu olamazsak? Çiçeğim, bu ihtimal seni de korkutmuyor mu hiç?
İkimizde kendimizi haklı görüyoruz değil mi? Ne acı... Haklıyız ve pişman olmamız gerekmeyecek. Ama burası dünya, hatırlıyor musun? Hani birbirimizi bulmamız dışında beş para etmeyen dünya. Burada haklı olanların değil pişman olanların bir şansı oluyor. Çiçeğim, sence de biz kaybetmiyor muyuz?
Çiçeğim, günler su gibi akıp geçiyor hayret ediyorum. Sanki her sabah bir akıntıya kapılıyorum. Tutunacak bir dal arıyorum. Dal değil, ellerini arıyorum. Bulamıyorum. Akıntıya gönüllü kapılıyorum. Madem ellerin yok, nereye götürürse götürsün razı geliyorum. Senin günlerin nasıl geçiyor?
Çiçeğim ben geldim. Geç kaldım bugün. Gerçi kime geç kaldım ki? Geç kalmak için bir bekleyenin olması gerekir. Sen beni beklemiyorsun ki. Ben kendime geç kaldım diyeyim. Sen de bazen birbirimize erken gelmiş olma ihtimalini düşünüyor musun? Ben bazen düşünüyorum. Peki sen, hiç erken gitmiş olduğunu düşünüyor musun? Ben hep bunu düşünüyorum.
Kim haklı kim haksız bilmiyorum ve umrumda da değil. Sadece ortada bir haksızlık olduğunu biliyorum. Ben kendimi seninle, sen de kendini benimle buldun biliyorum. Ben kime kendim olsam seni hatırlayacağım. Çiçeğim, sen değiştim diyip işin içinden çıkıyorsun.
Çiçeğim, karanlıktan korkmaların geliyor aklıma her gece. Biliyor musun aslında ben de korkardım. Ama hiç belli etmezdim sana. Yanımda güvende hisset diye. Ama korkmuyorum artık. Bırak korkmayı gece yoldaşım oldu. En sadık dostum karanlık. Selamları var sana. Bak, geç uyumamı sevmezdin ama varmış bunda da bir hayır. Seni dostlarıma emanet edebilirim. Korkma artık olur mu?
Hatırlıyorum da ölüm ölüm...(şeffafca)
Çiçeğim, gidişinin tek iyi bir yanı varsa o da beni sadece kendimle konuşabileceğim bir dünyayla başbaşa bırakmış olmandır. Tüm arkadaşlarımı sürdüm o dünyadan. Daha doğrusu ben sürgüne çıktım. Kendimle belki de ilk defa bu kadar başbaşa kaldım. Her gün biraz daha tanıyorum kendimi. Biliyor musun ben de başlarda hiç sevmedim kendimi, tıpkı senin gibi. Yavaş yavaş ısınıyorum ama. Hikaye seninkine benziyor. Ama bir farkla, ben kendimi bırakmayacağım.
Her şey sence de bir anda olmadı mı? O son hafta sanki gün gün ayrılığa götürdü bizi. Tıpkı ilk hafta gün gün aşık olmamız gibi. O zaman da anlamamıştım. Belki sen de anlamamıştın. Ama bu sefer? Sence bir anda olmadı dimi?... Çok düşündün. Belli etmedin. Yine anlamadım.
Meleğim derdim sana bilseydim demezdim. Nerden bilirdim bir gün kanatlanıp uçağını. Belki de biliyordum. Olsun Yine olsa yine derdim. Sen benim bir gün uçup gidecek meleğimdin. Seni tanımak bir mucizeydi, seninle olmak bir mucizeydi. Varsın gitmen de bir mucize olsun. Farzet ki Deniz ikiye yarıldı, ortasında iki yıl geçirdik, sen kıyıya ulaştın, ben ortasında kalakaldım.
Tüm kararsızlığımla unutmakla beklemek arasındayım. Bugün de gelmedin. Her geçen gün unutmaya bir adım daha yaklaşıyorum. Şimdilik yolu uzatıyorum. Çiçeğim, Ya bir gün yol biterse?
Bu yol hiç bitecek gibi durmuyor. Yürüyorum, yürüyorum, yürüyorum. İlerledikçe güzel günlerimiz geliyor aklıma. Ah, ne günlerdi onlar. Herkes bir şey söylüyor ama o günleri bir sen bir de ben yaşadık. Onlar ne bilsin? İyi mi yapıyoruz kötü mü bilmiyorum. Niye sana yazma ihtimalini değerlendirmiyorum? Senden mi bekliyorum? Belki... Bazen düşünüyorum, benim gibi karşıma çıktığını. Ne yaparım diyorum kendi kendime. Her seferinde sarılıyorum. 'Bence sarılmalıyız' demeni bile beklemiyorum. Yanlış yolda olabilir miyiz Çiçeğim? Hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır biliyorum ama eskisine yakın bile olsa ben razıyım be çiçeğim. Senin yolun nasıl gidiyor? Benden haber alabiliyor musun hiç? Ben Alamıyorum senden. Senden haber alamıyorum. İşe bak. İş mi bu şimdi, hiç oluyor mu Allah'ım? Geçen gün eski bir videoyu izlemeye yeltendim. Yapamadım. O mutluluğun bir daha yaşanmayacağı ihtimalini düşündüm. Biraz ağladım. Yanımdayken ağlamaların geldi aklıma. Sen şimdi bensiz mi ağlıyorsun? Ben yokken gülmen beni mutlu eder. Ama ağlamanı düşünmek bile... Ağlama çiçeğim lütfen. Ben ikimizin yerine ağladım, ağlarım da. Ben de ne sulu gözmüşüm var ya bir görsen. Ansızın geliyorsun bazen aklıma, öyle yapma. Öyle yaparsan ben hep ağlarım. Ya hep aklımda kal ya da bırak beni gideyim. Ben böyle gidemiyorum. Gelemiyorum da. Öyle işte...
Ne güzel de başarılar derdik birbirimize. Belki bir etkisi olmazdı ama derdik işte. Tıpkı birbirimizi hiç bırakmayacağımızı söylememiz gibi... Başarılar çiçeğim, ben seni hiç bırakmazdım.
Yarın sınavlarım başlayacak. Senin başladı sanırım. Hatırlıyor musun bir sabah uyuyakalmıştın da bir şekilde uyandırmıştım seni. Geç kalma olur mu? biliyorsun ben seni uyandıramam artık. Ben mi? ben senden sonra uyumadan uyanıyorum aynı dünyaya...
Ne zamana kadar buraya yazarım bilmiyorum. Biliyorsun unutuyoruz birbirimizi. Gerçekten unutuyor muyuz ? Belki... Ama şunu söyleyebilirim ki ben seninle tekrar tanışabilmek için unutacağım seni. Belki bir sonbaharda...
Buraya her yazdığımda soluklanıyorum nefes alıyorum. Biliyorsun, eskiden seninle konuşurken soluklanırdım. Yaşadığımı hissederdim. Çiçeğim, yaşamayı seninle öğrendim. Bana kendini değil, yaşamayı unuttuyorsun.
Çiçeğim böyle olmasını ikimiz de istemezdik biliyorum. Benim suçum varsa alacağım olsun. Şu beş paralık dünyanın suçu varsa alacağı olsun. Kimin sucu varsa alacağı olsun. Çiçeğim, Senin suçun varsa olmasın.
Çiçeğim bu yazdıklarımı okumayacaksın biliyorum aslında o yüzden yazıyorum. Ama bir mektup yazmıştım keşke o gün yüzüme tanıdık bir bakışla baksaydın da adam gibi veda edebilseydim. Gönderseydim acımı bir mektup zarfının içinde. Sen belki acı çekmedim diye düşünüyorsundur. Mektubu yazarken her harfin kalbime battığını nasıl söyleyebilirim ki o tanıdık olmayan yüzüne?
Çiçeğim, hayat devam ediyor diye çok üzgünüm. Gidenin yolunu önceden çizmesine, kalanınsa çıkmaz sokakta bırakılmasına bir miktar kırgınım. Çıkılmaz sokaktan çıktım gidecek bir yerim de var ama çizmediğim yolda yürümek istemiyorum napim, Sahi senin çizdiğin yol gerçekten gitmek istediğin yol muydu?
Her şeyi mi unuttun? benden bana bakarken mi vazgeçtin? Veda ederken yüzüme bakmadın. Yüzüme baksaydın hatırlar mıydın?
Cennetin sonbaharda, cehennemin ise ilkbaharda yaşandığına şahit oldum ben. Her yaprak düştüğünde cenneti ve her çiçek açtığında cehennemi hatırlayacağım.
Gerçek olamayacak kadar güzeldi. Öyle güzeldi ki Gerçekleşmesi için araya Tanrı bile girmişti. En çok da ona mahçubum.
Rüzgarla düşen yapraklar, daima senin hayalin. Yine Bir Sonbaharda döneceksin sen bana... Her sonbahar gelişinde düşen sarı yapraklarla Kuru dallar arasında sen gelirsin aklıma
Teomani kurt adam gibi gören sadece ben miyim
Halil BASMACI daha çok vampir
Teoman'ın oyunculuğu filmin içine etmiş. Gerçi filmdeki olmayan senaryo yönetmemlik her şey dökülüyor! Tek iyi şey Okan Bayülgen ve müzikleriydi.
düşen bir yaprak görürsen beni hatırla demiştim, biliyorsun seni ben sonbaharda sevmiştim
Okana aşıkken bu filme bin kat daha muhteşem oyunculuklara aşık olmak.yasemin deyişine erimek.yasemin kozanoğlunun o melul hallerini anlamak.
biraz nostalji
Hep seni dinliyorum ama hep
Bir gün... O bir gün... Sonbahar
İleride geleceklere sesleniyorumm biz hep burdaydıkk😎
Bu filmin anafikrini son 30dksında öğrendim
Neymiş?
Bir de benden dinleyiniz:)https://www.youtube.com/watch?v=Pmkb6VJKgus
Sen gelirsin aklıma
Her sonbaharda yalnız öleceğim
Kanatları var ama uçamıyoruz
Her sonbaharda dinlerim..sonbaharin dinlendirici muzigi...benim en huzurlu mevsimim sonbahar...
Yillin belli araliklarinda gelip huzur bulup uzaklaşmak..
Biliyorsun ben seni son baharda sevmiştim... 😥 Ve son.
"Geleceksin sen bana "değil."Döneceksin sen bana".
sen acı çektiğini zannediyorsun ama ...
harika💪💪
Sen uçabilen kuşlardan mısın
Soundtrack denince sen gelirsin aklıma.
Her sonbahar gelişinde sarı yapraklarla kuru dallar arasında sen gelirsin aklıma.
Yine bir sonbaharda döneceksin sen bana...
"Biliyorsun, seni ben son baharda sevmiştim."
Kanatları var ama uçamıyorlar. Sen uçabilen kuşlardan mısın?
ULAN SENİ BEN SONBAHARDA SEVMİŞTİM BEEE
Sözler müthiş
sen acı çektiğini zannediyorsun ama gökhanın yaşadıklarının yanında seninkiler hiçte romantik değil ömer kusura bakma
+canan aydın İlk defa bir film için ağlamıştım.
3 kere mı ne izledimm
Filmi Sinema da izlemiştim müzikleri güzel senaryosu bk gibiydi .
Gökhan değil Göikhian :))?
süperrrrrrrrrr :D :D :D :D :D :D