Selda Bağcan - Tabipler Şahından Derman mı Geldi

Söz mükemmel. Saz şaheser. Ses bağcan. Gardaş biz daha ne diyek

Bir haber sorayım erenler sizeSevgili canandan ihsan mı geldiMevla’nın aşkına söyleyin bize söyleyin bizeMüjde mi efkâr mı figan mı geldi Sıtkı bu dert ile ömrüm yandı kurudu Eyvah eyvah gurbet elde ömrüm çürüdü Münafıklar cellat oldu yürüdü Bilmem Yoksa katlimize ferman mı geldi Ferman geldi ise giyem karalar Bizim davamızı kimler aralar. Hasretinden açılmıştır yaralarTabipler şahından derman mı geldi Âdem’den bu yana sürer bu dava, Sanma bir gün sona erer bu dava. Koşmadan zirveye ulaşan varmı? Bu dava çileli çilesi nişan, rahatın ağında sanki perişan, Çilesiz bülbülle gül senin olsun.Bu dava hor,bu dava öksüz, bu dava büyük…! Eyvah, eyvah, Sakarya'm, sana mı düştü bu yük? Ne ağır imtihandır, başındaki, Sakarya! Bin bir başlı kartalı nasıl taşır kanarya? Rabbim isterse sular büklüm büklüm burulur, Aldırma, böyle gelmiş, bu dünya böyle gider! Bana kefendir yatak, sana tabuttur havuz; Sen kıvrıl, ben gideyim, Son Peygamber Kılavuz!Geçmişi bırak değiştiremezsin geleceği bırak hükmedemezsin; o tarlalar çamurlu yollar bozuk, dikenli, hava sisli ve puslu, yürüyemezsin gidemezsin gibi küçük düşünceler İslam’ın önüne engel değildir Bulunduğun anı hakkın yoluna döndür arkadaş.Bir dava ki sonunda ne şan ne de rütbe var. Bir dava ki karşılıksız sevda gerektirir. Bir dava ki uğruna ölmeyi gerektirir. Bir dava ki kor ateşine benzer elinle tutarsan elin yanıyor tutmasan dinsiz kalırsın.Öyle bir dava ki âşık olmak az, Mecnun olmak gerek ki duyulsun haz, Leylalar yapsa da bin bir naz, niyaz, bize Mevla yolu, yar gelir gayrı! Yüklendim dava peşine uçar giderim, bütün batıllardan kaçar giderim, atiye ümitler saçar giderim… Eli bağlı durmak, ar gelir bize gayrı!Evet, zordur bu dar zamanlarda Kutlu Davaya sevdalanmak...O nun boyasına boyanmak.. Askeri olmak… Ölmeyeceksin ki seninle, sevginle gayretinle davan yaşasın dünya keşmekeşindeDünya Ajans Mustafa Balcı

Bir haber sorayım erenler sizeSevgili canandan ihsan mı geldiMevla’nın aşkına söyleyin bize söyleyin bizeMüjde mi efkâr mı figan mı geldi Yoksa bir münafık şeytan mı geldiSıtkı bu dert ile ömrüm yandı kurudu Eyvah eyvah gurbet elde ömrüm çürüdü Münafıklar cellat oldu yürüdü Bilmem Yoksa katlimize ferman mı geldi Ferman geldi ise giyem karalar Bizim davamızı kimler aralar. Hasretinden açılmıştır yaralar Tabipler şahından derman mı geldi Âdem’den bu yana sürer bu dava, Sanma bir gün sona erer bu dava. Koşmadan zirveye ulaşan varmı? Bu dava çileli çilesi nişan, rahatın ağında sanki perişan, Çilesiz bülbülle gül senin olsun.Bu dava hor,bu dava öksüz, bu dava büyük…! Eyvah, eyvah, Sakarya'm, sana mı düştü bu yük? Ne ağır imtihandır, başındaki, Sakarya! Bin bir başlı kartalı nasıl taşır kanarya? Rabbim isterse sular büklüm büklüm burulur, Aldırma, böyle gelmiş, bu dünya böyle gider! Bana kefendir yatak, sana tabuttur havuz; Sen kıvrıl, ben gideyim, Son Peygamber Kılavuz! Geçmişi bırak değiştiremezsin geleceği bırak hükmedemezsin; o tarlalar çamurlu yollar bozuk, dikenli, hava sisli ve puslu, yürüyemezsin gidemezsin gibi küçük düşünceler İslam’ın önüne engel değildir Bulunduğun anı hakkın yoluna döndür arkadaş.Bir dava ki sonunda ne şan ne de rütbe var. Bir dava ki karşılıksız sevda gerektirir. Bir dava ki uğruna ölmeyi gerektirir. Bir dava ki kor ateşine benzer elinle tutarsan elin yanıyor tutmasan dinsiz kalırsın. Öyle bir dava ki âşık olmak az, Mecnun olmak gerek ki duyulsun haz, Leylalar yapsa da bin bir naz, niyaz, bize Mevla yolu, yar gelir gayrı! Yüklendim dava peşine uçar giderim, bütün batıllardan kaçar giderim, atiye ümitler saçar giderim… Eli bağlı durmak, ar gelir bize gayrı! Evet, zordur bu dar zamanlarda Kutlu Davaya sevdalanmak...O nun boyasına boyanmak.. Askeri olmak… Ölmeyeceksin ki seninle, sevginle gayretinle davan yaşasın dünya keşmekeşindeBu dünyanın direği yok merhameti yüreği yok geçti dünya üzerimizden yolun sonu gözükmüyor engelsiz, çalısız, çapaksız pussuz, dumansız, taşsız, çakılsız doğru bir yol bulabilmek” dünya keşmekeşinde kolay iş değildir. Emek ister, feraset ister, nasip ister her şeyin evvelinde yürek ister… İslam insanlığın iki dünya saadeti için gelmiştir. İki dünya saadeti bir arada olmadığı zaman dengeler her zaman alt üst olurİbadetlerin hayrın emredilmediği bir toplumda günahlardan sakındıracak kimseler kalmayacaktır. Emri bil maruf ve nehyi anil münkir terk edildikçe toplumda “BANA DOKUNMAYAN YILAN BİN YAŞASIN” denilecek, dokunulmayan zulüm yılanları ejderha olacak, dokunmak değil yutmaya başlayacak,”HER KOYUN KENDİ BACAĞINDAN ASILIR” denilenlerin sayısı artıkça asılan günah haram koyunları yüzünden her şey kokuşacak. “NEME LAZIM” düşüncesi yüzünden hak hukuk adalet merhamet hürmet toplumdan kalkacak, kendi namusu dışındakileri pay imal edecek olanlar artacak, namuslar iffetler helal haram demeden satılmaya başlanacak, insanlar birbirlerini hayra güzele değil günaha harama isyana fuhuşa çağıracak. Meyhaneler barlar pavyonlar tekeller insanları sarhoş olmaya, kadınlar genelevler fuhuşa, kumarhaneler kumara, çağıracak. Eğer ki emri bil maruf nazırları ve uyarıcıları vazifelerini ihmal ederlerse.Emri bil marufun unutulduğu yerlerde insanlar sadece dünyevi kaygılar ve hayatlar ardına düşecekler, analar babalar çocuklarını ahirete, namaza, ibadete değil dünyaya, makama, mevkiye çağıracaklar,Çıkmaz yolların sonu gelmez ızdırapların bol, Yolsuzluğun sömürünün diz boyu sürdüğü bir devirde Bir yol bulabilenler, Şanslı insanlardır. Yolda olduğunu düşünenler Bir türlü yol alamazlar hayat dehlizindeHer nereye baksak yolumuz dumandır. Ah şu zincir boynumu sıktı halim şimdi yamandır açılın kapılar şah'a gideceğim açılın kapılar Allaha gideceğimAslımız Muhammet kıyman cellâtlar, üstümüzde bite davacı otlarölüm Allahın emridir ya şu çektiğim eziyetler açılın kapılar şah'a gideceğim açılın kapılar Allaha gideceğim. Yaz seli gibiyim akar çağlarım hançer alıp ciğerlerim dağlarım ben bu dünyada yalnız ve garip kaldım ağlarım açılın kapılar şah'a gideceğim açılın kapılar Allaha gideceğim. İki cihanın paha biçilmez, şefaatinin hediyesine nail olmak istemeyen ve mücadele ehli olmayan insanlar varsa onlar anlayamazlar. Dava insanı olabilmek için Ateşe ve Kuyuya atılmadan, Kızıldeniz'i geçmeden, kurtuluşa yelken açmadan, sabır ile Mısır'ı beklemeden Kutlu Davanın Sorumluluğunu anlayamazlar. Bu öyle bir kutlu dava ki davasına sevdalı insanların yandı yürekleri yana yana savruldu külleri döne döne dar günlerinde karalandılar lal olsada dilleri bırakılamazsın kutlu dava. Ümitlerim var... imit var, umut Furkan bilirim, bu dava büyük ve yol uzun; mazlumlar medet bekler… Nemrutlar her yerde Kol gezse de İbrahim'le gelirim, Şakıyacak bülbüller, sonunda yer gök çiçeklerle gül kokacak. Sevgi ateş hattında, kim demiş sular yanmaz. Ağlasana Sefil Mecnun Leyla bize küstü, boynumuzu büktü, mahzun felek desti bize çaldı. Eğer Hakkı aramaksa bir maksat Dünyalık işini birazda aksat Taşa Tohum ekilir mi? Verimli toprakta beklenir hasat efendim… Kardeşiniz Mustafa BALCI Sivas Dünya Ajans İkt Araştırmacı G. Yazar Biz aldırmadık Söylenenlere! Yürüdük dikenlerin üstüne Her bir Görenler bizleri Bir Ot sandı varsın sansınlar. Biz Gül Olalım toz olalım merhem olalımda, varsın Uğrumuzda Ötmeyen Bülbüller Utansın. Dünyaya niçin geldiğini kendine soran dava insanları Allaha ulaşmak ve mükâfatına nail olmak için yaşadıklarını ve bunu yaşarken de Mevla' nın hedefine ve menziline ulaşmak için Yüreklerindeki manevi dava insanını arar ve onu bulmak içinde yerle semayı karış karış arşınlar. Bunun bir kısmı insanoğluna tevafuklaşır. Fakat bunu fark edenler ve fark edemeyenler olmaktadır. Fark edenlerin bir kısmının kalp gözleri yarı açıktır ve çok mutludurlar. Bu zamanlarda dava adamı, zor zamanların adamıdır. Zor zamanlarda bir iddiaya sahip olmak, avuçta kor taşımak kadar zordur. Yüreğinde iman gibi bir güneşi taşıyanlar, -insanlığın dünya ve ahiret kurtuluşu için- omzunda bir dava taşımaya seve seve razı olurlar. Ey ahdine vefalı davasına sevdalı yiğitlerim Şerefli bir mazinin enkazı karşısında, ızdıraplara karşı göz göre göre kuzuların ve yavruların tarumar olduğu bir coğrafyada bakıp bakıp seyretmek insanın içinin kan ağlamaması elden gelir mi? "Bizlere" sen şuna buna niçin sataştın diyorlar. "Farkında değiliz! Görmüyor musunuz Karşımızda çok büyük bir yangın var alevleri göklere yükseliyor içinde evladımız yanıyor İmanımız tutuşmuş yanıyor. O yangını söndürmeye İmanımızı kurtarmaya koşuyoruz. Ve bu dava Yolunda birileri bizleri kösteklemek istemişte ayağımız ona çarmış ne ehemmiyeti var o müthiş yangın karşısında dar düşünceler dar görüşler bu küçük hadise bir kıymet ifade eder mi? ." Basit hedefleri olanlar o basit hedeflerine ulaşmada dudaklarına çalınan bir parmak bala sevinip aldanabilirler. Basit hesapları yapanlar, hani derler ya bir incir çekirdeğini doldurmayacak kazançlar peşinde olanlar var ise, o insanlar dava insanının misyonunu unutup kendi nefsinin peşine düştüğü anda tüm hayatı boyunca elde ettiği kazanımlarını, saygınlığını ve başarılarını bir çırpıda siliverirler. Dava adamları şartlara göre eğilip bükülmez fikir değiştirmez gittiği yolun doğruluğundan emindir o yoldan asla taviz vermez… Biz ki 623 yıl boyunca Dünyaya hükmetmiş insanlığın huzuru ve refahı için çalışmış Peygamber Efendimizin(S.A.V) Tarafından Müjdelenen, İstanbul'u fetheden bir ceddin torunlarıyız. Biz Sözde değil özde ve közde biz bir insan olamaya geldik serimizi meydana koymaya geldik. Bizler çiçek olup etrafa gülücükler saçmaya ve insanlara faydalı olamaya önce Allaha sonra insanlara söz verdik. Bizlerle dava yolunda mücadele edebileceğimiz ahdine vefalı Davasına Sevdalı Yiğitler lazım…Dünyaya niçin geldiğini kendine sormayanlar davadan anlamaz anlayamaz , sevemez ve yüreği küçüktür kaldıramaz.. .Gerçek ve hakikatlerle Dava yolunda yoğrulmayanlar altında ezilir.