.....?......
Agzina saglik üstad ne mutluki bize senin gibi sanatcilar var hala
Bir sanatçı bunu en güzel söyler.Aşkı,mutluluğu iyi bile yüreğine sağlık büyük üstad.Ben karakaplı bir bulut olayım sevdiğim,Sen den yağmur ol,
Benin derin ler götur yor sanki benin anlatıyor gibi cok severim onur beyi tum şarkı lar severim
Sene 2003 Üniversitede deli gibi aşık olduğum bi sevgilim vardı Bi konser sonrası gece bende benim odamda ve benim yatağımda yatması için yalvarmıştımKırmamıştı beni hatta yanında yatmama da izin vermişti Ben o kızı öperken bile suçluluk hissederken onun isteğiyle çırılçıplak koynunda bulmuştum kendimiAma gel gör ki kimse incinmesin zarar görmesin diye kendimi geri çektiğimde radyoda bu parça çalıyorduSadece öpüp uyuduğumu hatırlıyorumSeni de çok özledim boşnak kızı...
iyiki varsın onur abi kendine has muhteşem bir sessin...
Adamsın
Işığım Sen, Güneşim Sen, Ayım Sen...
Gençliğimi verdiğim tuğçeme gelsin ,
Ya sen nasil bi adamsn💕
Sevdiğine yağmur yüreklim diyen adam zor bulunur
kendim buldugum nadi parçalardan ağlamıyım diye tutuyorum kendimi
ÇOK GÜZEL BİR ŞARKI AYNI ZAMANDADA DUYGUSAL
İDİNOĞLU
İyi anlaşabileceğim bir kız kardeşim olması için neler vermezdim. Yüce Rabbim biz aciz kullarını yalnızlıkla sınama. Suçumuz neyse bağışla, bize hayırlı düşünceli yardımsever iyi dostlar arkadaşlar nasip et. Amin.
Ben yağmur yüklü bir bulutum,kime çarpsam ağlarım...senin gibisi nadir usta ❣
Şu gençliği hayatın sonuna koysaydılarda Adam akıllı yaşasaydık be😭
👍🍀❤🧚♀️🌹🍀🙏❤🧚♀️
İçselleştirdiğim tüm hezeyanların dönüp bana çarpacağını, tastamam şirazemi kaydıracağını bilemezdim. Bazen bu düşünce içerisine kendimi istekli olarak sokmaya çalışırdım. Fakat hep nasihat boyutunda kalırdı. Sanırım musibete ihtiyacım vardı. Zira bin nasihata yeğdi. Olmazdı, başaramazdım. Ne zaman ki ayan beyan karşımda gördüm, ne zaman ki aynaya baktım ve ayna da bana baktı, o zaman anladım. Aynaya fiziksel özelliklerim için değil, vicdanımın bir yansımasını görmek için bakmam gerektiğini anladım. Dünya ölüme kadar zaman geçirilen bir çeşit hapishaneydi. Hepimizin ölüme kadar müebbet yediği bir hapishane. İntihar edenler ise bu müthiş güvenlikli hapishaneden kaçan kişilerdi.Hiçbir zaman diğerleri gibi olamadım. Olmaya çalıştım mı? Defaatle. Fakat çabam arttıkça onların da istedikleri insanlar olmadıklarını, insan içine çıktıklarında ikinci maskeleri olan, mutlu yüz maskelerini taktıklarını gördüm. Onları kapalı kapılar ardında görmek, yalnız kaldıkları zamanki halet-i ruhiyelerini gözlemlemek zihnimi ziyadesiyle berraklaştırdı. Beyhude bir çaba içerisinde kayboldum. Gün günden kendimi tükettim.Kendimi önemsemeyi bırakalı çok zaman oldu. Dolayısıyla toplumsal sorunlar karşısında da hissizleştim. Kendini düşünmeyi ve takribinde önemsemeyi bırakan birey nasıl olurdu da sosyokültürel sorunları düşünebilirdi? Oysa ne çok çabalamıştım insanlara hümanizm namına bir şeyler katabilmek için. Engin Hoca “Zamane” adlı kitabında özerklik ve özgürlük kavramlarının birbirinden farklı şeyler olduğunu, özerkliğin ilk denemelerini ise bir ila üç yaşları arasında gerçekleştirdiğimizi söyler. Bunu çocukluğunda yapamayan birey, diğer bir deyişle ailesel yahut sosyokültürel nedenlerle -çocukken- bastırılan birey büyüdüğünde karar verememe ya da verilen kararla ilgili şüpheye düşme ve kendini ortaya koymaktan utanma gibi sıkıntılarla karşılaşır ilerleyen zamanlarda. Ve maalesef bu özerk olamama hali bütün ömrüne sirayet eder. Ailesinde özerkliği tadamayan çocuğa toplumun bu kavramı öğretmesi sizin de tahmin edebileceğiniz gibi çok güçtür. Zira toplumun da çok büyük bir kesimi özerklikten bihaberdir. Bu güçlüğü yenmek için insan nasıl çabalaması gerektiği konusunda epey derin düşüncelere dalıyor. Daldım. Önce aile, sonra yakın çevre ve son olarak toplumun diğer bireyleri... Merkezden çevreye. Zira merkezi halledemezsem temeli sağlam atılmayan bir bina gibi tek darbede yıkılırdı tüm uğraşlarım.Yolumda emin adımlarla ilerliyordum ki bir şeyi unuttum ve unuttuğum bu şey felaketim oldu. Toplumsal normların ülke bireylerindeki müthiş etkisi, "Elalem ne der?" algısı. İşte bunu unutmuştum. Halbuki tüm sosyokültürel sorunları bu temelde şekillendirmek mümkündü. Zira bireylerin çocuk yaşta özerkliklerini kazanamamasının nedeni onların ebeveynlerinden kaynaklanıyordu. Bu erki kazanamayan ebeveynler de kendi ebeveynleri yüzünden kazanamamışlardı, mamafih kendileri de kazanmak için bir çaba göstermemişti. Belki de ne olduğu hakkında en ufak bir fikirleri yoktu. Görmemişlerdi. Ama sorgulamamışlardı da. Sorunun temeline inerek, o ilk kıvılcımı bulmak gerekiyordu. Ne zaman tüm bu sorunlardan bunalıp, "nasıl geldiyse öyle gitsin" diyecek oluyordum direkt aklıma Nazım ve şu dizeleri geliyordu: "Ben yanmasam/sen yanmasan/biz yanmasak/nasıl/çıkar/karan-/-lıklar/aydın-/-lığa..."Sahi ben hala yanmamış mıydım? Sıra sen ve bize geçmemiş miydi? Tüm çabalarım beyhude miydi yoksa? Bu ne dayanılmaz bir histir, bana aynada kendimi göstermeyen.Onulmaz dertlerle kendimi sokağa attım. Sigara içmeliydim. Salt içmek yetmez, dertlerim gibi sigarayı da uç uca eklemeliydim. Tünel'den Galata'ya doğru inerken Şahkulu Camii'nden İkindi ezanının sesi geliyordu. Eylül bir gün sonra Ekim'e evrilecekti. Hava kalplerimizden çok daha karaydı. Lakin o er ya da geç aydınlığa kavuşacak, kalplerimiz ise hep karanlık kalacaktı. Ben bu düşünceyi içimde bir yerlerin onayına sunarken gök birden şiddetli bir şekilde haykırdı. Sanırım bana ve düşüncelerime gülüyordu kendine has üslubuyla.Biz insanlar kendimizi ne çok büyütüyorduk. Her şeyi nasıl da umarsızca kendimize yoruyorduk. Bu düşüncelere dalar dalmaz dinazorlarla ilgili izlediğim bir belgesel geldi aklıma. Günlerden pazardı. Geç kalkmıştım, kahvaltımı ettikten sonra çayımı ve sigaramı alıp televizyonun karşısına geçmiştim. Sahi neden televizyonun karşısına geçmiştim? Ben televizyon izlemezdim. O saçmalıklar turnusolu kutu misafirler eve geldiğinde televizyonu yokmuş demesinler diye annem tarafından süs maksatlı aldırılmamış mıydı bana? Ev alışverişinin son parçasıydı. Şu alışveriş faslı bir bitsin artık da gideyim yatayım diye ses etmemiştim. Biliyordum, laf anlatmaya çalışsam dinletemeyecektim. Ama içimde de açıklanmaz bir sıkıntı duymuştum. Kendime ihanet ettiğimi düşünüyordum. NatGeo'yu açtım. Yaklaşık 60 milyon yıl önce Meksika Körfezi'ne düşen bir meteordan bahsediyordu sunucu. Bu meteor bilmem kaç kilometre etkili olmuş, etrafında canlı varlık bırakmamış, hepsinin ölümüne neden olmuştu. İşte dinazorların da bu hayat tiyatrosunun sahnesinden emekliye ayrılması bu şekilde olmuştu. Olayın çekiciliğine kapılıp bahsettiğim zaman mefhumunu kaçırmamışsınızdır umarım. 60 milyon yıl önce. 60 milyon yıl. 60 milyon... Bazen egolarımızın ve yersiz kibirlerimizin yetmiş yıllık bir yaşantı göz önüne alındığında devcileyin olduğunu düşünüyorum. Bunun temel nedeni ise hiç ölmeyecekmiş gibi yaşamamızdan kaynaklanıyor. O bilinç öyle ya da böyle, bir şekilde çıkıyor beyinlerden.İşte şimdi Karaköy'deyim. Evden çıktığımda yeni açtığım sigara paketine çakmağım sığıyor artık. Sigara eksildikçe hüznüm çoğalıyor. Karşı kaldırımdan kara çarşaflı bir kadın geçiyor. Henüz yanımdan geçen iki genç o tarafa bakıp alay ediyorlar, 21. yy.'da olduğumuzdan, hala böyle giyinenlerin varlığından dem vuruyorlar. Biraz sonra aynı kaldırımdan mini etekli, üzerine giydiği beyaz tshirtten siyah sütyeni belli olan genç bir kadın geçiyor. Hemen önümde yürüyen uzun sakallı, şalvarlı, elinde tespih olan amca genç kadına bakıp tövbe çekiyor, durumdan muzdarip. Halbuki beş altı adım sonra o genç kadını kaçamak bakışlarla süzüyor ve onun olduğu kaldırıma geçiyor. Soluğunu da hemen arkasında alıyor… Biz hangi ara bu kadar tahammülsüz olduk? Hangi ara karşımızdaki kişileri fiziksel özellikleriyle yargılar olduk? Hangi ara din, dil, ırk ayrımı yapar olduk? Keşke bir ara, ufacık bir ara da olsa insan olabilseydik. Ah Nazım ah! Keşke icraat kısmı da iki üç satırda anlattığın kadar kolay olsaydı. Biliyorum, sen de o satırları yazarken şappadak yazmadın, görmüş geçirmişlik yazdırdı sana onları. Bakma sen bana ve yersiz düşüncelerime.İnsanların bu toplumda(n) bilinçli olarak yalnızlaşmasını anlıyorum ve onlara ziyadesiyle hak veriyorum.
Artık sabah olmaz bu kentte bana...
Askere giderken cıkmıstı bu sarkı 90 karısık kaset yapmıştım ilk basta bu vardı
Harika bir sanat ustası yıllarca dinlerim
Kime Çarpsam ağlarım
Ben yağmur yüklü bir bulutum
Beautiful...
Siz okadar özleorum ,ben ymur yklu bir bulutum kime çarpsam azlarimm ,ben bu güzel hotiralarni nasi unutarim aşkım
(-) eksi veren 128 kişinin elleri tutulsun!!!!!
Can😁
rahatlatıcı bir yorum
Can Karakaya
Artık bu Kentte sabah olmaz.
Çok güzel
Olmuyor işte sensiz olmuyor illaki yazacam sana illaki bir şekilde duyacam sesini üzgünüm ama sen severken ayrildigim sin
Senden sonra kimse gelmesin be yagmurum...
Ne şanslıyız ki çocuklugumuzda bile onur akını dinlerdik.
hayirli aksamlar agzina emeğine sağlık harika sprrrrrrrrrrrrrrrrrrr saygi sevgilerimi sunarım sahane yorum
Farzet delsem karanlığı farzet ki delsem, ışığım sen, güneşim sen, ayım sen.!!
gunaydin agzina emeğine sağlık saygı sevgilerimi sunarım harika sprrrrrrrrrrrrr
Ben yağmur yüklü bir bulutummime çarpsam ağlarım hiç gülmüyorum ağlamaz miras bendeeeee
Bir şarkı bu kadarmi güzel ve anlamli olur hangi kafayla yazmissin bee vicdansz onur baba
Canım hamdiyem canım hamdişim seni çok ama çok seviyorum güzel gözlüm kömür güzlüm hamdişim canım aşkım seni çok ama çok seviyorum
Hala en bastayiz😀
Mikroplar😀
Tabi ya bi daha polis cagirdilar mi kesem kendimi imdat diye bagiram😀
Deli deli bosverrr😀
Ayycok pisligim😀
Bakin komik bisey geldi aklima gecmiste gunah diye manyaklasip bana elini opturmeyen 100 yasindaki dayim 10 gari daha alip sikini opturcek😀
Ne zaman dinlesem içim burkulur Gözlerim dolar
Ben yağmur yüklü bir bulutum
Dinlediğin her parçada.. bir yorum olarak kalıcam.. sene bilmem kaçtı diyip bakicam buraya yine..
Sarya Sarya yorum yazayımda dinlemek zorunda kal o zaman
Yas 16 yaz tatilinde herkes tatil.yapar ben calisirdim hic unutmam 80 lira maasla baslamistim ilk maasimi alip gidip bi albumu kaseti almistim vayy bee zamann nasil ne kadar hizli geciyor duygulandim.amk
Yaş onbeş on altı o dönemlerde tarlada mevsimlik isciydim.sadece kuzenimde varolan Nokia 6300 (yanilmiyorsam) az mirin kırın etmesine rağmen tekrarlattrmadim ha bu arada yovmie onbeş TL selmlar
Ben yagmur yüklü bir bulutum kime carpsam aglarim....
ADAMIN DİBİ ONUR AKIN DELİKANLI DEMOKRAT UYGAR ÇAĞDAŞ İNSAN KURBAN OLURUM YÜREĞİNE SAĞLIK
dunya yalan
😢😢😢😢😢
bir sanatçı bu kadar insanı ses tonuyla rahatlatabilirmi çocukluğumdan beri dinliyorum mükemmel tek kelimeyle
Mümkün olduğu vakit kimseye çarpmayayım.. ne taşıyorsam üstümde bana kalsın gam da keder de üzüntüsü de acısı da bi ben yaşayayım..
Bu şarkı bıkmadan yıllarca dinlenir
ağlamak rahatlatır ağlayın
yüreğine sağlık...
son kibrit çöpüm gibi sakladımseni, rüzgarsızdı hava tiryakiydim üstelik yaklmadım seni...........,. kime çarpsam kendimi ve bölsem milyarlara payı sen paydası sen ağlarım ........ ben yağmur yüklü bir bulutum kime çarpsam ağlarım.
yuregine sağlık dost😊
Harika bir ses ve yorum söylenecek bir söz yok
RÜZGARA KARŞI YÜRÜRKEN NE KADAR MUTLUYSAMÖYLE MUTLUYUM SENIN YANINDA KIZGIN ÇÖLLERDEKİ İNSAN SUYA KAVUŞUNCA NE KADAR MUTLUYSA ÖYLE MUTLUYUM SENINLENEFES ALMAYI NASIL SEVIYORSAMÖYLE SEVİYORUM CENI CANDANNN..YAĞAN YAĞMURDA YÜRÜMEYİ SEVDİĞİM GİBİ SEVİYORUM SENİYASÂMAYI SEVDİĞIM GIBI SEVİYORUM SENİ TAAA YÜREKTEN AŞKIM BENİM
ah be... sesine ölürüm
Dilara Vural öl bekliyoruz
ışığım sen ayım sen güneşin ben 🙌🙆
guzel sarki
😢😢😢😢
Marifet Bulut,taydı herkes yağmura taptı...
oy dıley dıley
harika ya dinlemekden bikmiyorum
Onur baba gibi hic pıyasada yok sesine saglik onur baba
yağmurda ıslanmayı özledim
ben yamur yukluyum
İnsanın sevdiği yağmur olunca şarkı bi başka anlam kazanıyo be
tek kelimeyle harikaa bea
Ben yagmur yuklu bir bulutum
aglatti be !...
Düştüğün yere saplanmış bakışlarımBakmaz kimseler bakamaz Artık bu kentte sabah olmaz Ben yağmur yüklü bir bulutumKime çarpsam ağlarım Kime çarpsam kendimiVe bölsem milyarlaraPayı sen faydası sen ağlarım Farzet delsem karanlığı Farzet ki delsem Işığım sen, güneşim sen, ay'ım sen
cok ğüzal
ah be lisede ki ask..seni hâla unutamam asla.ah be esra ah dunyam seninle guzeldi...
bn yagmur yüklü bir bulutum kime carpsam aglarim
BEN SEVDA YÜKLÜ BIR BEDENİMSENSİZLİĞE YANAR YANARR YANARIMMBEN SENSİZLİĞİ BAHARDA ÇÖL HAVASINDA YAŞARIM SENİ SOKAĞIN TAVANINA KADAR SEVİYORUM PAPATYAM...
BEN SEVDA YÜKLÜ BIR BEDENİMSENSİZLİĞE YANAR YANARR YANARIMMBEN SENSİZLİĞİ BAHARDA ÇÖL HAVASINDA YAŞARIM SENİ SOKAĞIN TAVANINA KADAR SEVİYORUM PAPATYAM...
mukadderat diye diye kalmadik bittik, napicaksin mukadderat ışte,,,
cocuklarımin adi yağmur ve bulut ben onlarla bir bütünüm bu parcayı ne zaman dinlesem cocuklarımı yasıyorum
cok guzel
Çok Güzel Bir Parça :)
seher sen benim yağrurlu bir bulutumsun.seni seviyorum.erkan abinin kardeş, öğretmen hakan
Güzel bir eser..
محمد العزو
SEN PAYDASI SEN ve ben
Sana aşığımmmm
Aşk Bir Selamina Bile Yenilirsin
Hala dinliyorum .
SON KİBRİT ÇÖPÜM GİBİ SAKLADIM SENİRÜZGARSIZDI HAVA TİRYAKİDİR ÜSTELİK YAKMADIM SENİ
VAY BE YIL 2015 HALA DİNLERİM
yazin sicak kisin buz yerlede yem yok o serceler hergun beni bekliyor ben onlaraa hayat verdim kis da yazda olsa topali koru gozu gormuyor ben onlara yem hayat verdim sercelerim
serceler hergun arkamda yoksul insanlar gibi peseimde dolasiyor yem almak dan usuandim yinede insan secen hayvan seven biririyim
emeklerine sağlık