11 kasım 2019 geceleri açıp dinleyenler?
Biliyorum sana giden yollar kapalı Üstelik sen de hiçbir zaman sevmedin beni Ne kadar yakından ve arada uçurum; İnsanlar, evler, aramızda duvarlar gibi Uyandım uyandım, hep seni düşündüm Yalnız seni, yalnız senin gözlerini Sen Bayan Nihayet, sen ölümüm kalımım Ben artık adam olmam bu derde düşeli Şimdilerde bir köpek gibi koşuyorum ordan oraya Yoksa gururlu bir kişiyim aslında, inan ki Anımsamıyorum yarı dolu bir bardaktan su içtiğimi Ve içim götürmez kenarından kesilmiş ekmeği Kaç kez sana uzaktan baktım 5.45 vapurunda; Hangi şarkıyı duysam, bizimçin söylenmiş sanki Tek yanlı aşk kişiyi nasıl aptallaştırıyor Nasıl unutmuşum senin bir başkasını sevdiğini Çocukça ve seni üzen girişimlerim oldu; Bağışla bir daha tekrarlanmaz hiçbiri Rastlaşmamak için elimden geleni yaparım Bu böyle pek de kolay değil gerçi... Alışırım seni yalnız düşlerde okşamaya; Bunun verdiği mutluluk da az değil ki Çıkar giderim bu kentten daha olmazsa, Sensizliğin bir adı olur, bir anlamı olur belki İnan belli etmem, seni hiç rahatsız etmem, Son isteğimi de söyleyebilirim şimdi: Bir geceyarısı yazıyorum bu mektubu Yalvarırım onu okuma çarşamba günleri.
Ah ah ah dünya òyle bir yerki Bırak Ahireti hatırlamayı kendini bile unutursun Allah bize gerçegimizi ölümü unutturmasın
nasayfa ›BİR ADIN KALMALI...bir adın kalmalı geriyebütün kırılmış şeylerin nihayetindeaynaların ardında sıryalnızlığın peşinde kuvvetevet nihayetbir adın kalmalı geriyebir de o kahreden gurbetsen say kiben hiç ağlamadımhiç ateşe tutmadım yüreğimigeceleri, koynuma almadım ihanetive say kibütün şiirler gözlerinibütün şarkılar saçlarını söylemedihele nihaventhele buselik hiç geçmedi fikrimdenve hiç gitmedibir topak kan gibi adıniçimin nehirlerindenevet yangınevet salaş yalvarmanın korkusunda talanevet kaybetmenin o zehirli buğusuevet nisyanevet kahrolmuş sayfaların arasında adınsokaklar dolusu bir adamın yalnızlığıbu sevda biraz nadanbiraz da hıçkırık tadıpencere önü menekşelerinde her akşamdağlar sonra oynadı yerindenve hallaçlar attı pamuğu fütursuzcasen say kiyerin dibine geçtigeçmeyesi sevdamve ben seni sevdiğim zamanbu şehre yağmurlar yağdıyani ben seni sevdiğim zamanayrılık kurşun kadar ağırgülüşün kadar felaketiydi yaşamanınyine de bir adın kalmalı geriyebütün kırılmış şeylerin nihayetindeaynaların ardında sıryalnızlığın peşinde kuvvetevet nihayetbir adın kalmalı geriyebir de o kahreden gurbetbeni affetKaybetmek için erken, sevmek için çok geç
🇦🇫🇦🇫🇦🇫🇦🇫🇦🇫💔💔💔😔👫🤲🖤💔
Igdirdan 😋 selamlar
Bu şarkıyı dinleyince on u hatırlıyorum
GÜLŞİİR Geceyarısı, karanlık bir bozkırda Işıklar içinde akan bir tren kadar yalnızım içinde onca insan, içinde dünya... Soluk soluğa, demirden bir ırmağa mahkum Ve bilmeyen sonsuzluk nedir, Haklı olan kim bu kargaşada? Ateş ve su, yaşam ve ölüm, irin ve şiir Ucu bucağı olmayan bu çığlığın Ortasında nasıl barışılabilir? Anlamak isterim, hangi yasa Bir beşikle bir darağacını Aynı ağaçtan, ne adına varedebilir? Sorular sormak için geldim şu dünyaya Yasım acıların yasıdır Boynumu üzgün bir çiçek gibi kırıp da Yollara düştüğümde, başımda deniz köpüklerinden Ya da sabah yellerinden bir taçla Yürüdüğüme inanırdım - yanılırdım Geceyi günle, acıyı sevinçle kardığım Bu söylencenin bir yerinde durakladım Ve anlatamadım, konuşamadım bir daha. Acını ödünç ver bana, gözyaşlarını Damarlarında uyuyan sevinci ödünç ver Yitirdim çünkü onları da.. İlenmiyorum, el çırpmıyorum artık Ne aklımda yaşadıklarım üstüne düşünceler Ne de geleceğime dair bir tasa. Gelirken çan çalmıyor yalnızlık Bir adam, bir sokak, bir ev Yüzle, gülüşler, susuşlar boyunca Soruların vardı senin, ne çok soruların Gözlerin dünyayı eleyip dururdu boyuna Bir fısıltı gibi başladı sevgim Çığlık oldu, kağıtlarda çiçek açtı sonra Sonrası...Mutlu bile olduk bazı Artık sen yadsısan da ne kadar Ya da ben bilmiyorum mutluluk nedir Anlatsın yollar, yollar, yollar... Şimdi gece, soluğumu verdim içime Az önce kağıtlara gül kuruları serptim Dolaplardan kekik, nane kokuları çıkardım Öylece serptim, seni yazacağım diye Sen ki, deniz görmemiş bir deniz kızısın Aklımın almadığı bir yerde, öylesin Şimdi gece, iki kişilik bu yalnızlık Bize artık yeter de artar bile... Dünyanın ölümünü gördüm, suyun toprağın En yakın dostlarımın birer birer Vakitsiz açan çiçeklerin, vakitli doğan çocukların Ölümünü gördüm, ama kimse İnandıramaz beni öldüğüne sevgilerin! Yaşam ki bir kum saatidir usulca akan Dolan sevgilerimizdir biz boşaldıkca Yaşımız biraz da sevgilerimizin akranıdır Vereceğimiz tek şey budur dünyaya. Şu dağılgan yüreğimi, şu köpüklere imrenen Yüreğimi bir gün yollara atarsam Bir gün bir nehir yataklarına dolarsam, korkarım Suyumun çoğu senden yana akacak Bütün sözcüklere adını ekleyeceğim Güldeniz, Gülekmek, Gülyağmur, Gülsarap Gülaşk, Gülsiir, Gülahmet, Gülerhan Ey gül yaşamım, yitip giden düşlerim! Gecelerdi, solgun - sessiz tüterdi yüzün Yatağımda bir kımıltıydın, dilimde türkü Uykusunda konuşurken sesini öptüğüm Varmak için beyninin kıvrak dağ yollarına Kokundu, bedenimi saran o ince buğu Esintisinde usul usul yürüdüğüm Ki değişmem yaseminlerle, portakal ağaçlarıyla.. Sanki bir kız yürürdü yollarda Evimin sokağına girer, paspasa ayaklarını silerdi Kapımı açardı gümüş bir anahtarla Sanki hep gelirdi, sevişirdik bazı, konuşurduk Tozlu kitapların yığıldığı odalarda Kalırdı duvarlarda gülüşünden bir tini Yatağımda bedeninden bir oyuk. Benimse ellerim titrerdi, alnının aklığından Saçlarına saçlarına doğru titrerdi Şimdi kağıtların üstünde gidip gelen ellerim Titremiyor artık , yolunu biliyor şimdi Geceyarılarını çoktan geçti Bu şiir bitmeyince varolmayacak ellerim Ellerim uykusuz, ellerim geberesiye yalnız Süzülüp alçalıyor karanlığa doğru. Bütün yaşamım seninle geçiyor belleğimden Seninle var ve seninle sürüp gidecek artık Bir akdeniz kentinde limon koklayan Ve hep ufkun ardına bakan çocuk Acıyı buldu sonunda, kanayan bir gülden Çaldı yüzünü bir yaşamlık Geçer şimdi dumanlı bir kentin sokaklarından Şaire çıkar adı - az buçuk kaçık. Yeryüzünden silinmiş ırkların sonuncusuyum ben Oturup da şimdi aşk şiiri yazmam bundan Gülsün köpek sürüsü, lime lime edip Bu dizeleri, satsınlar haraç-mezat Doğru, benden sonra da tufan kopmayacak Ama haykıracağım laflarını tuzla kesip Yitip giden bu aşkı, nefesim tükenene dek. Beynime bir sarkaç gibi vuruyor sorular Neresinde yanıldık biz bu yaşamın? Hangi el bozdu büyüyü, hangi yazı Acılara hüküm verdi, soldan sağa taşarak? Kalbimde yıllardır kabuk bağladı yaralar Ödüm kopuyor, bir gün hepsi birden kanamaya başlayacak diye Yenilmeyeceğim, boyun eğmeyeceğim hiçbir şeye Hep direnen bir yanım kalacak Adımın soluk izi, acının seyir defterinde. şimdi gece, bindokuzyüzseksenikiyle Üçyüzaltmışbeşi çarp - oradayım işte Yorgun değilim, umarsızım yalnızca Geçmişle geleceğin öpüştüğü yerde bir nokta Gibiyim ve çoktan dürüldü defterim Uçurumlar üstünde uçuşur dizelerim Onlara köprü olacak bir beden yoksa da.. Bu benim yalnızlığım, dalsızlığım benim Kana kana içtiğim çeşmelerden susayarak ayrılmak Titreyen bir ışık karanlıklarda Onu kim görebilir, kim tanıyabilir? Sonuda hep bir soruyla karşı karşıya kalmak Boynumun borcu bu, ödenmedi yıllardır. Her aşktan böyle bir şiir kaldı bende Yaşamımın bir dilimini özetleyen Unutuşun çiçekleri bunun için hiç açmıyor Donuyor bir gülüş tek bir dizede Yaşanmış yüzlerce anı, buruk bir özlem Çivileniyor beynimin bir yerlerine Geride -hayır- acılar filan da kalmıyor Bir boşluk yalnızca, uçurumlara özenen. Nefret ediyorum ve seviyorum seni Girdiğin bütün kapıları açık bırak Birazdan git diyebilirim çünkü.. Çağım yalnız bırakmıyor beni, ellerini Tutuşumda, usulca öpüşümde dudağını Çağım aramızda çekilen kanlı bir bayrak Uzayan, akan bir irin yolu gibi. Sözcükleri güden çobanları var kalbimin Beynimin yaşamı saran kıskaçları Bitsin dediğim yerde bunun için başlıyorum Yitirdiğim her şeye dönüp de bakmam bundan Sensin yalnızlığa uzanan yolların düğüm yeri Ama şu anda içimde öyle çoğulsun ki Böyle irkilmezdim dünyayı kucaklasam. Çapraz yalnızlıklar astım göğsüme Yollarda bir savaşçı gibi yürüdüğüm doğrudur Gözlerle, dillerle kuşatılmış bir ülke kalbimdir ona tek sınır Susmayı bunun için severim bir çığlık gibi Donup kalır sesim kendi göğünde Onu ne anlayan, ne de duyan bulunur. Yaşamım sonsuz bir hac yolculuğuna dönüşüyor burada Kendi içimde ya da uzak yollarda Bulduğum ve yitirdiğim bütün varlıklar Bir mozayiğe biçim veriyorlar sessizce.. Bende dünyanın acısıyla sevinci öpüşüyor Irmakların birleştiği o nokta benim İtilip tekmelendiğim bütün kapılarda Bana atılan her taş şimdi çiçek açıyor. Bir gün anlarsın beni neden suskunum Dünya içimde konuşurken böyle Bedenimi aşıyor yorgunluğum Karşında oturduğum masalardan dökülüp saçılıyor Bu öyle bir çığlık ki, susuşlar kalıyor geride Ondan öte her söz bir saçmalığı büyütüyor. Adını çoktan unuttun yüzün aklımda Ve bu şiiri neden sana adadığımı bilmiyorum Ama her güzellik nasılsa kendi adını bulur Bunun için ben Gül dedim sana.. Yine de bir çiçeğe bunca yağmur yağarsa Kökleri toprağı saramaz olur Üstüne titrediğim her şeyi yitirmeyi öğrendim çoktan Söylenecek bir tek sözüm kalmazsa Çizerim yüzünü kuşların kanatlarına Her çırpınışta gökyüzüne dağılır Yüzün, hücrelerine varana dek uçuşur. Kağıtların aklığına aşkın tortusu çöküyor Parklar, sokaklar, söylenmiş ya da söylenmemiş sözler Yazdıkça biraz daha unutuyorum seni Ve her yerde düş tacirleri, şiirseviciler Bir şeyleri yorumlayıp duruyorlar aptalca Büyüteçlerle inceliyorlar şu yitik ömrümüzü Ben aşkın son hasatçısı, son peygamber Gülünç, soyu tükenmiş bir varlığı oynuyorum boyuna. Sana artık bir sığınak olsun bu şiir Noterlere ver onaylasınlar - her hakkı saklıdır Düşün, kalemimi sen tuttun yazarken Yeni okula başlayan bir çocuğa yardım eder gibi Öyle acemilikler yaptım ki ben Hiç kalır bu şiir onların yanında ve Nasıl ayaktayım diye şaşıyorum bazen. Görüp göreceği son şey bu şiirdir dünyanın Çığlığımdan arta kalan bunlar olacak Aklımın son kırıntılarını da burada harcıyorum Bundan böyle ibreler hep eskiye vuracak Yakınmıyorum, yerinmiyorum hiçbir şeyle Kalırsa odalarda unutulmuş birkaç şiir Bir yeniyetmen in altını çizeceği dizeler benden Senin adın nasılsa bir gün hepsini tamamlayacak...
Proje ödevim var bunu koysum müziğe yıl olmuş 2019
Yerin seni çektiği kadar ağırsın, Kanatların çırpındığı kadar hafif.. Kalbinin attığı kadar canlısın, Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç...Sevdiklerin kadar iyisin, Nefret ettiklerin kadar kötü.. Ne renk olursa olsun kaşın gözün, Karşındakinin gördüğüdür rengin.. Yaşadıklarını kâr sayma: Yaşadığın kadar yakınsın sonuna; ne kadar yaşarsan yaşa, Sevdiğin kadardır ömrün.. Gülebildiğin kadar mutlusun. Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin Sakın bitti sanma her şeyi, Sevdiğin kadar sevileceksin. Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın. Bir gün yalan söyleyeceksen eğer; Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın. Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret, Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın. Unutma yagmurun yağdığı kadar ıslaksın, Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak. Kendini yalnız hissetiğin kadar yalnızsın Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü. Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin.. İşte budur hayat! İşte budur yaşamak, Bunu hatırladığın kadar yaşarsın Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun Çiçek sulandığı kadar güzeldir, Kuşlar ötebildiği kadar sevimli, Bebek ağladığı kadar bebektir. Ve herşeyi öğrendiğin kadar bilirsin, bunu da öğren, Sevdiğin kadar sevilirsin...
Günlerden öyle bir gündü;Üstüne tarih düştüğüm.Gözümün önüne geldi birdenBalkıyan güzel yüzün.Ve yüreğim yandı söndü,Ter bastı avuçlarımı.Bir işlek kovan uğultusuKapladı kulaklarımı.Uzandım usulca cigarama;Yavan ömrüme katık.Ben o gün öldüm gülüm,Bir daha ölmem artık.”metin Altıok
Sevdiğiniz biri vardır ya ila ki benimde oldu idris hocam onu o kadar çok seviyordum ki asla unutmicam orta okula geçmiştim her zaman okul değiştirirdim yaramaz bir öğrenciydim ama ingilizceyi çok severdim eski hocamdan hiç birşey anlamazdım konuşsak bize kızardı ama idris hoca öyle değil çok iyi birisi benim nöbeçi olduğum günler oda benim katımda nöbeçi olurdu ona o kadar soru getiriyorlardı ki kıskanırdım zil çaldığında hemen kovardım yanındakileri ardıdan hocam ile öğrencileri içeriye koyardık onun olduğu derseler hemen zil çalsın hoca derse girsin diye can atardım hocamın dersinde çok konuşurdum hep sus sus derdi ama ben konuşurdum bazen seviniyordu bazende kızıyordu okuldaki herkez idris hocayı çok sever ama en çok ben bizim sınıfta bir kız vardı ikide bir idris hocayla konuşuyordu o kızı hiç sevmiyordum ya idris hocanın yanına gidenlerin hiçbirini sevmezdim tabi kendi arkadaşlarım dışında idiris hocayı o kadar çok seviyorum ki bir ömür unutmicam şimdi liseli olduk hocam beni unutu dicek ama öyle birşey olmicak hocam her zaman yanınızda olacam hep konuşan kız sizin yanınıza gelecek gene sizin ile konuşacak.... idris hocam sizi çok seviyorum bunu hiç unutmayın.... 08.09.2019 💙
Gizem hoca biz kitap okurken açardı her seferinde kitap okumayi birakip ağlardim ne günlerdi be
ANNNE yeri asla dolmayan nadir bulunan nadide bir çiçek gibi
siir guzel giderdi
merhaba dostlarımsize anlatacaklarım var12 imde hayat elimden aldı benim annemi15 imde bi kadını sevdim oda yarı yolda bıraktı beni yapa yalnız kaldım kimse sormadı oğlum nasılsın2 3 dostum kaldı onlarda bi hayli sıkılmıştı bendenbende hak verdim ki onlarda haklıydı ne yapsınlarbu koskoca dertli çocuğu onlara yük oldum ben anladımbu sabah seninle hep oturduğumuz bankda baygın kalmışımhani sana sürekli çicek aldığım abla vardı ya o geldisordu oglum seninki nerde neden tek başınasınboğazım düğümlendi yutkunamadım ellerim titredi..oda anladı birşeyler olduğunu ve dayanamayıp dedimki beni bırakıp gitti abla bırakıp gittişöyle bi baktı oda bi hayli üzülmüştü benim içingeldi yanıma oturdu dizlerine koydum başımıhıçkıra hıçkıra ağladım kendimden geçtim uykuya daldımuyandığımda biraz teselli etmeye başladı benidedi işte dedi o kız senin gibi temiz seveni bırakıp gittio kaybetti oğlum sen üzülme sen temiz sevdin onu ben senin her zaman yanındayım dedi o an sevinmedim dersem yalan olur annemden görmedğim anne şefkatini bana gösteriyorduberaber yaşamaya başladık artık sabah 7 de kalk işe gitöz annem olmasada öz annem gibi seviyordum helal lokma yedirmeye çalışdım çalışmaya devam edicem sende kızım bi hayli ile istanbuldaki evleri ezberledingirmediğin ev kalmamıştı mağlum artık ne yaparsan yap geri gelmebirgün birşeyleri başarırsam kimse yanıma gelip nasılsın demesindar günümde yoktunuz var günümdede olmayın!
😒😒😒😒😒😒😒😒😒😒😒👏👏👏👍👍👍👏👍
herkes anne yazmıs anlaşılan hayattayken değerini bilememenin verdiği pişmanlıkdan olsa gerek
Adını koyamadım değil adından başkasına dilimin dönmediğisin..Sevdasına Yandığım kimi zaman övündüğüm, kimi zaman avunduğumsun..Hiç unutmadığım unutmayacağım, hep yüreğimde taşıdığım sevdasın sen..Beni tamamlayan ama Tanımlayamadığım herşeysin SEN..Özlem gibi, kara sevda gibi dua gibi ibadet gibi..! Adını bile yazarken, titriyor ellerim düşünsene sana dokunurken hissettiklerimi..Sesini duyduğum anda, bile kendimi unutuyorum Düşünsene nefesini içime çektiğimde neler hissettiğimi.Yada sen düşünme güzel gözlüm ben söyliyeyim hissettiklerimi Alev alev yanan ateş gibi sönmeden için için yanan köz gibi Yada başı dumanlı dağ gibiyim seni severkenÇünkü SENİ, kendimden bile kıskanarak Seviyorum..Islak bir hayal olursun bazen,Gözlerimden yanaklarıma sızarsın..Silmeye bile kıyamadığım...! Herşeyimsin SEN KADINIM...
simdi seni düsünüyorum biliyorsunaklima ellerin geliyor önceyagmurlu bir gün hatirliyorumislanmis bir serçe kusu hatirliyorumdurup durup ölümü hatirliyorumalnima bir isik vuruyor karanlikta...sonra alabildigine bir sessizlik basliyoralabildigine bir denizalabildigine kum.içim ürpertilerle dolukaranlik denizlerin ortasindaseni düsünüyorumhani denizin insani deli eden maviliginerde o günes pariltilari nerde?göremiyorum ama duyuyorumyaklasan firtina sen olmalisin.bu rüzgar senin hayallerin olmalisenin ümitlerin senin arzularin olmalibütün karanliklara raziyimyalniz çok uzaklarda bir gemici feneri yanmalibu korkunç agirliklari kim koydu basimabu marsandiz trenleri nereye gidiyorben bir katran deniziyim artikdalgalarim iri kayaliklari döver dururbütün yaratiklar derinliklerimde kapkarane bir seven var benine bir anlayan bulunuriçimde çalkalanir bir dünyakulaklarimda karanligin ugultusuve gözbebeklerimde korkunun en büyügübir büyük dünyada yalniz kalma korkusuölürsem korkudan ölecegim.düsen yildizlar gibi batan gemiler gibi yanizligimsisli safaklar dogar ufkumdakör biçaklar bilenir düslerimde hergecekirli bir günes kahreder dalgalarimibir çamur yigini sivanir yüzümegitgide artar yalnizligimsonra duyarim iliklerimde sabahin oldugunu.bir yosun parçasi kimildanir gerinir.bittigi yerde baslar yalnizligim.pusulalar islemiyor artikyildizlar yol göstermiyor.rüzgar bile ihanet etti bize.
💙💙💙
Müziği dinlerken okumak..çok dokundu daldım uzaklara hem üzdü hem düşündürdü öyle karmaşık bişi işte:(
Kimseyi üzmek istemiyorum .Bunların hepsi geçecek ama şu an geçiremiyorum yaşadığım duygularım ve hislerime engel olamıyorum suan .Belki bir gün biraz azalırsa sağlıklı düşünecek güce erişirsem, eski ben olursam belki bişeyler değişir .Zamanın beni olgunlaştırmasını istiyorum bitmeyen hislerime yenik düşmek istemiyorum yontulmak istiyorum az konuşmak çok düşünmek istiyorum birazda yalnızlık istiyorum sanırım , kendimi dinlemeye ne istediğimi anlamaya ihtiyacım var şu sıralar , hislerimi anlamlandirmaya ihtiyacım var.Taniyorum dediklerim bile anlık degisebiliyor , ben bile bazen degisebiliyorum , bunca değişkenlik var iken "degişmez" gerçek olabilir mi o zaman?İçimde kendimle kavga ediyorum sürekli ve her defasında yeniliyorum kendime , bir gün ancak güçlendigimde bu savaşı kazanacağım.O vakit herseye dik duracagim , güçsüz kimseyi ezdirmeyeceğim .Bu aralar hastayım ne kendime faydam var nede başkasına , başkalarına zarar veriyorum hatta , dert sahibi yapabiliyorum .Kırmak çok kolay olmuş şu hayatta , vicdanı körelmiş sanki insanlığın , gözüde kör olmuş sadece vicdan ile kalsa iyi , yaptığı yanlışları görmez olmuş .Nereye gidiyor bu İNSANLIK !Vazgeçmediğim şeyler var içimde , bir türlü kapatmadigim sayfalarım var o kadar ağır ki yeni sayfa da acamiyorum uzay boşluğunda asılı kalmış gibiyim ne bitirebiliyorum ne de iyileştiriyorum, içimde bu aralar aitlik yok hiç bişeye ait hissetmiyorum ne ona ,ne arkadaşlarıma , ne aileme hatta her gün içinde uyuduğum yatağıma bile artık yabancı hissediyorum kendimi hicbirseyi tanıyamiyorum.İhtiyacım var , yol gösterecek büyük akıllara ihtiyacım var, belki de sevdiklerimin sevgisine ihtiyacim var .Ben bir insanım dengeye ihtiyacım var , kendi ruhumun özünü artık anlamlandirmaya ihtiyacım var .Şu hayatta yerimi bulmaya artık ihtiyacım var .İnsanın gerçek duygularını çözmeye , onlara doğru davranabilmeye ihtiyacım var .Dogruluğa , gerçeğe ihtiyacım var .Kendime ihtiyacım VAR!!
Gel Anne bak kizin ne halde sensiz yikik dokuk bir ev misali. .Bazen, okulda Anne adi geciyor kizlar kendi aralarinda Anneme sunu aldim,Annem su yemegi yapti.. diyolar ben ise boynu bukuk onlari dinliyorum bazen arkadaslarim susun merve burda diyolar bana acimlarindan biktim Anne...Ben senin yemeklerini,senin kokunu,senin sacini ,senin ozledim Anne yerin asla dolmuyor....
Kuzum yaa 😥üzülme sen annen hep yanında, görmüyosun ama hissediyorsundur. 😥
Beni bu hayatda yalnız brakıp giden annem babam yanınza gelicem 😔😢😭😢😔
Kendimi burada bulmaktan ne zaman kurtulurum çok merak ediyorum...
simdi seni düsünüyorum biliyorsunaklima ellerin geliyor önceyagmurlu bir gün hatirliyorumislanmis bir serçe kusu hatirliyorumdurup durup ölümü hatirliyorumalnima bir isik vuruyor karanlikta...sonra alabildigine bir sessizlik basliyoralabildigine bir denizalabildigine kum.içim ürpertilerle dolukaranlik denizlerin ortasindaseni düsünüyorumhani denizin insani deli eden maviliginerde o günes pariltilari nerde?göremiyorum ama duyuyorumyaklasan firtina sen olmalisin.bu rüzgar senin hayallerin olmalisenin ümitlerin senin arzularin olmalibütün karanliklara raziyimyalniz çok uzaklarda bir gemici feneri yanmalibu korkunç agirliklari kim koydu basimabu marsandiz trenleri nereye gidiyorben bir katran deniziyim artikdalgalarim iri kayaliklari döver dururbütün yaratiklar derinliklerimde kapkarane bir seven var benine bir anlayan bulunuriçimde çalkalanir bir dünyakulaklarimda karanligin ugultusuve gözbebeklerimde korkunun en büyügübir büyük dünyada yalniz kalma korkusuölürsem korkudan ölecegim.düsen yildizlar gibi batan gemiler gibi yanizligimsisli safaklar dogar ufkumdakör biçaklar bilenir düslerimde hergecekirli bir günes kahreder dalgalarimibir çamur yigini sivanir yüzümegitgide artar yalnizligimsonra duyarim iliklerimde sabahin oldugunu.bir yosun parçasi kimildanir gerinir.bittigi yerde baslar yalnizligim.pusulalar islemiyor artikyildizlar yol göstermiyor.rüzgar bile ihanet etti bize.
Allahaısmarladık Elimi beş yerinden dağladı beş parmağın,Bağrımda da yanmadık bir yer bırakmadan git...Bir yarın göçtüğünü,çöktüğünü bir dağınGörmemek istiyorsan ardına bakmadan git! Yavrusunun yoluna dalan bir dul bakışıAndırıyor ışıksız evinde pencereler.Biraz yeşermek için beklesin artık kışıÇağlayansız yamaçlar,suyu dinmiş dereler.Bir sarı yaprak gibi düştü gönlüm yoluna,Buğulu gözlerimden geçmediğin gün olmaz:Benim kadar titremez hiç bir yiğit oğluna,Hiç bir ana kızına bu kadar düşkün olmaz.Bin fersahtan duyarım kimle gülüştüğünü,Alnından öz kardeşim öpse ben irkilirim.Değil yalnız ardına kimlerin düştüğünü,Kimlerin rüyasına girdiğini bilirim.Gözlerimi gün gibi kamaştıran yüzünüDaha candan görürüm senden uzaklaşınca.Sararırsın dönüşte görünce öksüzünü:Bir gelinlik kız olur aşkım senin yaşınca.Elimi beş yerinden dağladı beş parmağın,Bağrımda da yanmadık bir yer bırakmadan git.Bir yarın göçtüğünü,çöktüğünü bir dağınGörmemek istiyorsan ardına bakmadan git! ŞİİR:Faruk Nafiz ÇamlıbelYORUM:Aysun ASARKAYIT:Aysun ASARK
Bunca zaman bana anlatmaya çalistigini, Kendimi buldugumda anladim. Herkesin mutlu olmak için baska bir yolu varmis Kendi yolumu çizdigimde anladim.. Bir tek yasanarak ögrenilirmis; hayat, okuyarak,dinleyerek degil.. Bildiklerini bana neden anlatmadigini, anladim.. Yüreginde ask olmadan geçen hergün kayipmis Ask pesinden neden yalinayak kostugunu anladim.. Aci doruga ulastiginda gözyasi; gelmezmis gözlerden, Neden hiç aglamadigini anladim.. Aglayani güldürebilmek, aglayanla aglamaktan daha degerliymis, Gözyasimi kahkaya çevirdiginde anladim.. Bir insani herhangi biri kırabilir, ama bir tek en çok sevdigi acitabilirmis, Çok acittiginda anladim.. Fakat, hakedermis; sevilen onun için dökülen her damla gözyasini, Gözyaslariyla birlikte sevinçler terkettiginde anladim.. Yalan söylememek degil, gerçegi gizlememekmis marifet,[ reklamı gizle ]Yüregini elime koydugunda anladim.. ''Sana ihtiyacim var, gel!'' diyebilmekmis güçlü olmak, Sana ''git'' dedigimde anladim.. Biri sana ''git'' dediginde, ''kalmak istiyorum'' diyebilmekmis sevmek, Git dediklerinde gittigimde anladim..Sana sevgim simarik bir çocukmus, her düstügünde ziril ziril aglayan, Büyüyüp bana sımsıkı sarildiginda anladim.. Özür dilemek degil, ''affet beni'' diye haykirmak istemekmis pisman olmak, Gerçekten pişman olduğumda anladım.. Ve gurur, kaybedenlerin, acizlerin maskesiymiş Sevgi dolu yüreklerde gurur olmazmış Yüreğimde sevgi bulduğumda anladım.. Ölürcesine isteyen beklemez, sadece umut edermiş bir gün affedilmeyi, Beni affetmeni ölürcesine istediğimde anladım.. Sevgi emekmiş; Emek ise vazgeçemeyecek kadar, ama özgür bırakacak kadar Sevmekmiş...
Tek istedim bir kelebek gibi yaşamak,bir kelebek misali,O çok sevdiğim ışığın altında kısa ömürle sonsuz süzülmekKısa ömrüme rağmen kanatlarımı sonsuz germek,Çabucak sonsuzluğu tadıp bir gün,sadece bir kez ölmek.Eğer ben şimdi ölür de şimdi göçersem,dargın gideceğimArkamdan iyi bilirdik denecek ama ben iyiliği masallardan bileceğim.Onca kederi onca gözyaşını ve onca ızdırabı kendimle toprağa gömeceğim.Gömersem eğer esir alacağım hüznü,sefasını sürün diye keyfi size vereceğim. Hiç sahneye çıkmadım,hiç size şiirler okumadım ama son sahnemde dinleteceğim.Ölümüm fon müziği,hayatım şiir,düşlerim mısra olacak.Size göstereceğim.Kaybolacağım bu dünyadan,söz ardından tek kelime etmeyeceğim.Ayrılışım sükunet olacak,size sükuneti armağan edeceğim.
Arzuhal ÇiledinmiDünya tutar inilemenNe saltanatı dünya pahadaNe saltanatı dünya pahadaNe kalbi altın mezarı şöhretYer şahitŞahit bizler kardeşlerinAlevli hüzünlerdin mevla içinNe atın yıllar verdin hepDirilsin diyordun ve yöneliyordu binlerleKapkara parlak ışıklı ve ışıtan göz Kıvırcık utangaç ve uçurumlardan güvenlere götürenVe yalınHenüz gelmiş gibi kınındanNe altın yıllar verdiğin hepVe ağır ağır çeviriyordunO dalgın ve ağır yüzünü devrinYuya yuya o güzel ElçiyeNe altın yıllar verdiğin hepBiriki bronz kişi konabilseydi önüneVe ne altın yıllar daha çiledinArtık yalnız değil adımlarınŞimdi daha iri doğuyor sabahlarıHorantası bir hayli arttı güneşinKişinin güzelliği ağa ustalarına göredirsenin köylün olayımo uzak iklimleri erişilmez beldeyebakabilemezdik senin götürmen olmasaşu küçücük kalpte (yaman halimiz helal ettiremezsek)nice hakkın yüklü. Cahit Zarifoğlu
Bunca zaman bana anlatmayaçalıştığını,kendimibulduğumda anladım.Herkesin mutlu olmak için başka bir yoluvarmış,Kendi yolumu çizdiğimde anladım..Bir tek yaşanarak öğrenilirmiş hayat,okuyarak,dinleyerek değil..Bildiklerini bana nedenanlatmadığını, anladım..Yüreğinde aşk olmadan geçen hergünkayıpmış,Aşk peşinden neden yalınayakkoştuğunu anladım..Acı doruğa ulaştığındagözyaşı gelmezmiş gözlerden,Neden hiç ağlamadığınıanladım..Ağlayanı güldürebilmek,ağlayanlaağlamaktan daha değerliymiş,Gözyaşımı kahkaya çevirdiğindeanladım..Bir insanı herhangi biri kırabilir, ama birtek en çok sevdiği acıtabilirmiş,Çok acıttığında anladım..Fakat,hakedermiş sevilen onun için dökülen herdamla gözyaşını,Gözyaşlarıyla birlikte sevinçlerterkettiğinde anladım..Yalan söylememek değil, gerçeğigizlememekmiş marifet,Yüreğini elime koyduğunda anladım..''Sana ihtiyacım var, gel ! ''diyebilmekmiş güçlü olmak,Sana ''git'' dediğimde anladım..Biri sana ''git'' dediğinde, ''kalmak istiyorum''diyebilmekmiş sevmek,Git dediklerinde gittiğimde anladım..Sana sevgim şımarık birçocukmuş,her düştüğünde zırılzırıl ağlayan,Büyüyüp bana sımsıkısarıldığında anladım..Özür dilemek değil, ''affet beni'' diyehaykırmak istemekmiş pişman olmak,Gerçekten pişman olduğumda anladım..Ve gurur, kaybedenlerin,acizlerin maskesiymiş,Sevgi dolu yüreklerin gururu olmazmış,Yüreğimde sevgi bulduğumda anladım..Ölürcesine isteyen,beklemez,sadece umut edermişbir gün affedilmeyi,Beni afetmeni ölürcesine istediğimdeanladım..Sevgi emekmiş,Emek ise vazgeçmemek ama özgür bırakacak kadar çok sevmekmiş
💙 Baya iyi
Ne güzel bir fon müziği ruhu dinlendiriyor..
Çok güzel uzaklara insanı götürüyor dinlendirici.
Bu gece yine hasretin sardı her yanımı,Odam sen kokuyor,Müzik sen çalıyor, Saat sen gösteriyor... Bir yüreğim... bir tek yüreğim sen ağlıyor, Issız, kimsesiz... hele ki sensizİçimdeki boşluk dolmuyorEy yar!Ey sevgili! Ey Aşk!Gittiğinden beri gönül bahçem çorakHayat ağacım kurudu, Dallarım meyve vermiyor.Çiçeklerim açmıyor...Olsun be...Olsundu, sen uzak diyarlarda mutlusun ya...O da yeter! Ben sustururum yüreğimi,Hayat ağacım kurusa ne olur kiMeyvelerini birlikte yemedikten sonra..çiçeklerim açmasa ne olur ki,Kokusu sen olmadıktan sonra... Her şeye güler geçerim,Sen hayatta olduktan sonra...
AllahaısmarladıkElimi beş yerinden dağladı beş parmağın,Bağrımda da yanmadık bir yer bırakmadan git...Bir yarın göçtüğünü,çöktüğünü bir dağınGörmemek istiyorsan ardına bakmadan git!Yavrusunun yoluna dalan bir dul bakışıAndırıyor ışıksız evinde pencereler.Biraz yeşermek için beklesin artık kışıÇağlayansız yamaçlar,suyu dinmiş dereler.Bir sarı yaprak gibi düştü gönlüm yoluna,Buğulu gözlerimden geçmediğin gün olmaz:Benim kadar titremez hiç bir yiğit oğluna,Hiç bir ana kızına bu kadar düşkün olmaz.Bin fersahtan duyarım kimle gülüştüğünü,Alnından öz kardeşim öpse ben irkilirim.Değil yalnız ardına kimlerin düştüğünü,Kimlerin rüyasına girdiğini bilirim.Gözlerimi gün gibi kamaştıran yüzünüDaha candan görürüm senden uzaklaşınca.Sararırsın dönüşte görünce öksüzünü:Bir gelinlik kız olur aşkım senin yaşınca.Elimi beş yerinden dağladı beş parmağın,Bağrımda da yanmadık bir yer bırakmadan git.Bir yarın göçtüğünü,çöktüğünü bir dağınGörmemek istiyorsan ardına bakmadan git!ŞİİR:Faruk Nafiz Çamlıbel
Xoşqədəm yadima düşdü ))
Buralar gene yıkıkk
bir gün sınıfa yeni geldim bi baktım o erkeğe kalbime bişeyler oluyordu onla aynı sıradaydık adını sordum poyraz dedi sonra kızlarla tanıştım sınıftaki bütün kızlar poyraza aşıkmış ben kimseye sırrımı vermedim sonra kız arkadaşım beni zor durumda bıraktı ona poyraza aşık oldumu söyledim o poyraza dedi poyraz bana kızdı dediki bana aşık olma seni sevmiyorum tamam mı dedi ben cevap vermedim o gün poyrazı bir kız öptü ben ağladım ama yinede vaz geçmedim o poyraz beni sevmesede ben ona deliler gibi seviyorum ona belli etmiyorum belli edersem git seni seviyorum diyorsun neden sevmiyorsun beni dedim dediki ben başkasını seviyorum ben yinede poyrazı seviyordum o da bir gün beni sevecek ama ne zaman bilmiyorum ❤💔💔💋💔
💦💥💦💥💦💥💦💥💦💥💦💥💦💥💦💥💦💥💦💥💦💥💦💥💦💥💦💥
VazgeçmemBak yine saat sabah beş Tutmuyor uyku beni Sırf rüyalarıma giriyorsun diye yine gelmiyor uykum...Nasıl atlatırım bu zor günleri bilmiyorum ama bildiğim tek birsey var ben seni çok sevdim......Sen beni hiç sevmesen bile sevdim seni Sen beni hiç anmasan bile sevdim seni, hiç hatırlamasan bile Ben seni hiç unutmadım gül Cemaline gizli gizli göz yaşı dökerek sevdiğim handanım açılmamış gülüm Ölüm bile unutturamazken seni bananasıl becerdin unutmayı Nasıl anmazsin ismini Hiç mi denk gelmeyecegiz bir melodinin tınısında bir şiirin sözlerinde bir kitabın en can alıcı cümlesinde karşı karşıya...O zaman da mı hatirlamayacaksin bir zamanlar seni sevdiğini herkese haykiramayan bu adama...Gel artık yorma beni anlatamıyorum kelimeler boğazıma diziliyor,konuşmak istiyorum yapamıyorum beceremiyorum sensiz hiçbirseyiSen olmazsan uyuyamiyorum bile gel Sen gelmedikce ben gel demekten vazmıgecerim sandın Vazgeçmem Vaz geçmemÇok zor avaz avaz susmak çok zor
Allahaısmarladık Elimi beş yerinden dağladı beş parmağın,Bağrımda da yanmadık bir yer bırakmadan git...Bir yarın göçtüğünü,çöktüğünü bir dağınGörmemek istiyorsan ardına bakmadan git! Yavrusunun yoluna dalan bir dul bakışıAndırıyor ışıksız evinde pencereler.Biraz yeşermek için beklesin artık kışıÇağlayansız yamaçlar,suyu dinmiş dereler.Bir sarı yaprak gibi düştü gönlüm yoluna,Buğulu gözlerimden geçmediğin gün olmaz:Benim kadar titremez hiç bir yiğit oğluna,Hiç bir ana kızına bu kadar düşkün olmaz.Bin fersahtan duyarım kimle gülüştüğünü,Alnından öz kardeşim öpse ben irkilirim.Değil yalnız ardına kimlerin düştüğünü,Kimlerin rüyasına girdiğini bilirim.Gözlerimi gün gibi kamaştıran yüzünüDaha candan görürüm senden uzaklaşınca.Sararırsın dönüşte görünce öksüzünü:Bir gelinlik kız olur aşkım senin yaşınca.Elimi beş yerinden dağladı beş parmağın,Bağrımda da yanmadık bir yer bırakmadan git.Bir yarın göçtüğünü,çöktüğünü bir dağınGörmemek istiyorsan ardına bakmadan git! ŞİİR:Faruk Nafiz ÇamlıbelYORUM:Aysun ASARKAYIT:Aysun ASARK
🧿🧿
Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü, Kız kardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü, Işık ışık, dalga dalga bayrağım! Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım. Sana benim gözümle bakmayanın Mezarını kazacağım. Seni selâmlamadan uçan kuşun Yuvasını bozacağım. Dalgalandığın yerde ne korku, ne keder... Gölgende bana da, bana da yer ver. Sabah olmasın, günler doğmasın ne çıkar: Yurda ay yıldızının ışığı yeter. Savaş bizi karlı dağlara götürdüğü gün Kızıllığında ısındık; Dağlardan çöllere düştüğümüz gün Gölgene sığındık. Ey şimdi süzgün, rüzgârlarda dalgalı; Barışın güvercini, savaşın kartalı Yüksek yerlerde açan çiçeğim. Senin altında doğdum. Senin altında öleceğim. Tarihim, şerefim, şiirim, her şeyim: Yer yüzünde yer beğen! Nereye dikilmek istersen, Söyle, seni oraya dikeyim!
bu gün tam 1586 gün 4 yıl 4ay 5 gün olmuş, hasretinle yanmasında ne yapsın ' gönlüm
Yine elimde kağıt kalem yanlızlığımı duysun bütün alem Yanlızlıkmı koyuyor insana Yoksa uğruna heba ettiklerinin bi sözle çekip gitmesine mi şaşıyor insan gene bitti bak bir paket daha ne sabahlar olur ne güneş doğar ne de bir daha aydınlanır hava alışmışız karanlık günlere artık ne güneşin doğmasını umud ediyoruz ne de bir daha güneşin bizi aydınlatmasını
😊☺
Gerçektende çok güzel
Şuleriz ettin yine evvelce yanmış gönlümüMecruhi nev eyledin güya kapanmış gönlümüÇeşminin bilmem nasıl teshir-i sihramisi varAşka mecbur etti sevdadan usanmış gönlümü.( yanmış gönlümü sen bir daha yaktın alevlendirdinGönlümün yarası kapanmış biliyordum sen onu tekrar yaraladınGözlerinin bilmem nasıl büyüleyici etkisi varAşka mecbur etti sevdadan usanmış gönlümü ) Tahir ul Mevlevi
Gəl ey sevgili, istər yar ol gəl, istərsən yara
sana bakıyorum her gece yıldızların altında her yer ne kadarda seninle dolu
Bir kadını ağlatmak çok zor değildir aslında. Kadınlar her şeye ağlayabilir; bir filme, bir şarkıya, bir yazıya... En az erkekler kadar yani! Ama bir kadını yürekten ağlatmak zordur. Eğer bir kadın yürekten ağlıyorsa, ağlatan onun yüreğine ulaşmış demektir. Ama o yüreğin değerini bilememiş olacak ki ağlatan, gözünü bile kırpmadan teker teker batırır iğnelerini yüreğe! -İşte o zaman koca bir yumruk gelir oturur boğazına kadının. Yutkunamaz, nefes alamaz; çünkü o koca yumruk canını çok acıtır. Gözleri buğulanır kadının sonra.Ağlamayacağım, der içinden. Ama engel olamaz işte. Çünkü yüreğine ulaşmıştır birileri ve iğneler saplamaktadır.. Bu acıya ne kadar karşı koyabilir ki bir kadın. İnce ince süzülür yaşlar gözünden; önce birkaç damla, sonra bir yağmur seli... Ve kadın ağlar; hem de çok! Sanmayın ki gidene ağlar kadın! Gidenin giderken koparttığı yerdir onu ağlatan,....................
bir adın kalmalı geriye bütün kırılmış şeylerin nihayetinde aynaların ardında sır yalnızlığın peşinde kuvvet evet nihayet bir adın kalmalı geriye bir de o kahreden gurbet sen say ki ben hiç ağlamadım hiç ateşe tutmadım yüreğimi geceleri, koynuma almadım ihaneti ve say ki bütün şiirler gözlerini bütün şarkılar saçlarını söylemedi hele nihavent hele buselik hiç geçmedi fikrimden ve hiç gitmedi bir topak kan gibi adın içimin nehirlerinden evet yangın evet salaş yalvarmanın korkusunda talan evet kaybetmenin o zehirli buğusu evet nisyan evet kahrolmuş sayfaların arasında adın sokaklar dolusu bir adamın yalnızlığı bu sevda biraz nadan biraz da hıçkırık tadı pencere önü menekşelerinde her akşam dağlar sonra oynadı yerinden ve hallaçlar attı pamuğu fütursuzca sen say ki yerin dibine geçti geçmeyesi sevdam ve ben seni sevdiğim zaman bu şehre yağmurlar yağdı yani ben seni sevdiğim zaman ayrılık kurşun kadar ağır gülüşün kadar felaketiydi yaşamanın yine de bir adın kalmalı geriye bütün kırılmış şeylerin nihayetinde aynaların ardında sır yalnızlığın peşinde kuvvet evet nihayet bir adın kalmalı geriye bir de o kahreden gurbet beni affet Kaybetmek için erken, sevmek için çok geç
Bir an kayboldun gibi! yaşadım kıyametiYoruldun ama buldun ey kalbim emanetiYeniden su yürüdü dalıma yaprağımaBir bakışın can verdi kurumuş toprağımaÇiçeğe durdu kalbim içtim parmaklarındanGöz çeşmem suya erdi sevda kaynaklarındanBir aydınlık denizin sonsuz derinliğindeYüzüyorum gözünün yeşil serinliğindeBir ışık bir kelebek biraz çiçek biraz kuşYeni bir ülke yüzün ellerimde kaybolmuşSoluğum bir kuş gibi uçuyor ellerineKapılıp gidiyorum saçının sellerineGözlerinden göğüme sayısız yıldız akarBir gülüşün içimde binlerce lamba yakarBir kurtuluştur o an çağrılsa senin adınSesin ne kadar sıcak sesin ne kadar yakınTabiat bir bembeyaz gelinlik giymiş gibiYüzüme kar yağıyor sanki elinmiş gibiSensiz geçen zamanı belli yaşamamışımSensizlik bir kuyuymuş onu aşamamışımBir yol buldum öteye geçerek gözlerindenİşte yeni bir dünya peygamber sözlerindenÖlüm bize ne uzak bize ne yakın ölümÖlümsüzlüğü tattık bize ne yapsın ölüm
Yılmam ölümden, yaradan, askerim; Orduma, «gâzî» dedi Peygamberim.Bir dileğim var, ölürüm isterim:Yurduma tek düşman ayak basmasın.Âmin! desin hep birden yiğitler,«Allâhu ekber! » gökten şehidler.Âmin! Âmin! Allâhu ekber! Türk eriyiz, silsilemiz kahraman...Müslümanız, Hakk’a tapan müslüman.Putları Allah tanıyanlar, aman,Mescidimin boynuna çan asmasın.Âmin! desin hep birden yiğitler,«Allâhu ekber! » gökten şehidler.Âmin! Âmin! Allâhu ekber! Millet için etti mi ordum sefer,Kükremiş arslan kesilir her nefer,Döktüğü kandan göğe vursun zafer,Toprağa bir damlası boş akmasın.Âmin! desin hep birden yiğitler,«Allâhu ekber! » gökten şehidler.Âmin! Âmin! Allâhu ekber! Allâhu ekber! Ey Ulu Peygamberimiz nerdesin? Dinle minâremde öten gür sesin! Gel, bana yâr ol ki cihan titresin,Kimse dönüp süngüme yan bakmasın.Âmin! desin hep birden yiğitler,«Allâhu ekber! » gökten şehidler.Âmin! Âmin! Allâhu ekber! Allâhu ekber!
Lgs kahretsin
Vaay beeee ne insafsizmiwsin Basil da birakib gitdin beni hicmi canin yanmadi Ben alarken Hani seviyodun Hani birakmicakdin yalanmis bana Kalan bir tek senden bu sarki oldu 😭😭😭😭😭😭😭😭😭
Kitaroyu herkese tavsiye ediyorum arkadaşlar 😊😊
Musiqiciyem skripka çalışan. Bu melodiyani cala bilirem
Lan herkes edebiyatı parçalamış yorumlarda. Belki biz edebiyat yapamayız ama bizi de çok kez öldürdüler be. Bu ilk ölüşümüz değil..
Трек?
Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında; Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum. Yolumun karanlığa saplanan noktasında, Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum. Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık; Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar. İn cin uykuda, yalnız iki yoldaş uyanık; Biri benim, biri de serseri kaldırımlar. İçimde damla damla bir korku birikiyor; Sanıyorum, her sokak başını kesmiş devler... Üstüme camlarını, hep simsiyah, dikiyor; Gözüne mil çekilmiş bir âmâ gibi evler. Kaldırımlar, çilekeş yalnızların annesi; Kaldırımlar, içimde yaşamış bir insandır. Kaldırımlar, duyulur, ses kesilince sesi; Kaldırımlar, içimde kıvrılan bir lisandır. Bana düşmez can vermek, yumuşak bir kucakta; Ben bu kaldırımların emzirdiği çocuğum! Aman, sabah olmasın, bu karanlık sokakta; Bu karanlık sokakta bitmesin yolculuğum! Ben gideyim, yol gitsin, ben gideyim, yol gitsin; İki yanımdan aksın, bir sel gibi fenerler. Tak, tak, ayak sesimi aç köpekler işitsin; Yolumun zafer tâkı, gölgeden taş kemerler. Ne sabahı göreyim, ne sabah görüneyim; Gündüzler size kalsın, verin karanlıkları! Islak bir yorgan gibi, sımsıkı bürüneyim; Örtün, üstüme örtün, serin karanlıkları. Uzanıverse gövdem, taşlara boydan boya; Alsa buz gibi taşlar alnımdan bu ateşi. Dalıp, sokaklar kadar esrarlı bir uykuya, Ölse, kaldırımların kara sevdalı eşi... Burdan okuyup çalışabilmek için yapıştırdım umarım sorun olmaz...
Martıların gözlerinden dinledimİstanbul'un boğazı yanmış dün geceYıldızlar şahitlik etmiş, güya suçlu benmişimOysa can, yemin olsun yanağımdan süzülen denizeBen bu şehre yüreğimi içirmedimGöklerden hicran yağdı, İstanbul'lu bir geceydiYere düşen her damlanın yüreğinde sen vardınİsmin dudaklarımda idamlık bilmeceydiYalansa kahrolayım, sen İstanbul kokardınSevda dediğin gülüm bir busedir dudağımdaBıçak gibi, yasak gibi, kan gibi...Utanır, intihar ederdi ölüm,Hayata rest çekip ağladığımda, Korkak gibi, tutsak gibi, yaşanmamış an gibi...Ben lal olmuş bülbülüm, sen deli gülsün bağımdaToprak gibi, yaprak gibi, candan özge can gibiKuş uçmaz kervan geçmez dağımda, Kah aşkı yağan kar tanesiKah Leyla tüten rüzgardınZambak gibi leylak gibi,Sigaramda duman gibiSevdiceğim, sen İstanbul kokardınDayadım ondörtlüyü İstanbul'un şakağınaİstediğim gül içmekti gözlerinden bir yudumSeni sordum gündüzlerce bu şehrin her sokağınaSöylemedi, inat ettim gece seni uyudumBen bir sana, bir bu şehre gül dedimAyla toprak şahittir, şahittir denizle geceSensizken, İstanbul'da bir kez olsun gülmedimYıllar kapımı çaldı, ellerinde vur emriYokluğun var sen yoktun, ölüm geldi ölmedimAğladım yüreğimde sen, sende divane İstanbulAşkından hatıra dedim göz yaşımı silmedimBen bir sana, bir bu şehre gül dedimBelki de can ben bu şehri güller için çok sevdimGözlerimden dökülen yaş denizi ıslatıyorSevda kilim, hasret nakış, gönül derdi dokuyorÇatlayası deli yürek 'sen sen' diye atıyorOy gece gözlüm oy, İstanbul seni kokuyor
Her bu mahnlnl dinleyende kecmiwim duwuy yadma kaw o gunler qayltardl
😢😢😢😢😢😢😢
gerçekten ağlattı dinlerken yüreğindeki o koca boşluğu hisedebiliyorsun
Neden herkes buraya bir şiir yazıp beğeni kapma peşinde yahu müzik hakkında yorum yapsanıza biraz. Güzel müzik yazanın eline sağlık
Martıların gözlerinden dinledimİstanbul'un boğazı yanmış dün geceYıldızlar şahitlik etmiş, güya suçlu benmişimOysa can, yemin olsun yanağımdan süzülen denizeBen bu şehre yüreğimi içirmedimGöklerden hicran yağdı, İstanbul'lu bir geceydiYere düşen her damlanın yüreğinde sen vardınİsmin dudaklarımda idamlık bilmeceydiYalansa kahrolayım, sen İstanbul kokardınSevda dediğin gülüm bir busedir dudağımdaBıçak gibi, yasak gibi, kan gibi...Utanır, intihar ederdi ölüm,Hayata rest çekip ağladığımda, Korkak gibi, tutsak gibi, yaşanmamış an gibi...Ben lal olmuş bülbülüm, sen deli gülsün bağımdaToprak gibi, yaprak gibi, candan özge can gibiKuş uçmaz kervan geçmez dağımda, Kah aşkı yağan kar tanesiKah Leyla tüten rüzgardınZambak gibi leylak gibi,Sigaramda duman gibiSevdiceğim, sen İstanbul kokardınDayadım ondörtlüyü İstanbul'un şakağınaİstediğim gül içmekti gözlerinden bir yudumSeni sordum gündüzlerce bu şehrin her sokağınaSöylemedi, inat ettim gece seni uyudumBen bir sana, bir bu şehre gül dedimAyla toprak şahittir, şahittir denizle geceSensizken, İstanbul'da bir kez olsun gülmedimYıllar kapımı çaldı, ellerinde vur emriYokluğun var sen yoktun, ölüm geldi ölmedimAğladım yüreğimde sen, sende divane İstanbulAşkından hatıra dedim göz yaşımı silmedimBen bir sana, bir bu şehre gül dedimBelki de can ben bu şehri güller için çok sevdimGözlerimden dökülen yaş denizi ıslatıyorSevda kilim, hasret nakış, gönül derdi dokuyorÇatlayası deli yürek 'sen sen' diye atıyorOy gece gözlüm oy, İstanbul seni kokuyor
Martıların gözlerinden dinledimİstanbul'un boğazı yanmış dün geceYıldızlar şahitlik etmiş, güya suçlu benmişimOysa can, yemin olsun yanağımdan süzülen denizeBen bu şehre yüreğimi içirmedimGöklerden hicran yağdı, İstanbul'lu bir geceydiYere düşen her damlanın yüreğinde sen vardınİsmin dudaklarımda idamlık bilmeceydiYalansa kahrolayım, sen İstanbul kokardınSevda dediğin gülüm bir busedir dudağımdaBıçak gibi, yasak gibi, kan gibi...Utanır, intihar ederdi ölüm,Hayata rest çekip ağladığımda, Korkak gibi, tutsak gibi, yaşanmamış an gibi...Ben lal olmuş bülbülüm, sen deli gülsün bağımdaToprak gibi, yaprak gibi, candan özge can gibiKuş uçmaz kervan geçmez dağımda, Kah aşkı yağan kar tanesiKah Leyla tüten rüzgardınZambak gibi leylak gibi,Sigaramda duman gibiSevdiceğim, sen İstanbul kokardınDayadım ondörtlüyü İstanbul'un şakağınaİstediğim gül içmekti gözlerinden bir yudumSeni sordum gündüzlerce bu şehrin her sokağınaSöylemedi, inat ettim gece seni uyudumBen bir sana, bir bu şehre gül dedimAyla toprak şahittir, şahittir denizle geceSensizken, İstanbul'da bir kez olsun gülmedimYıllar kapımı çaldı, ellerinde vur emriYokluğun var sen yoktun, ölüm geldi ölmedimAğladım yüreğimde sen, sende divane İstanbulAşkından hatıra dedim göz yaşımı silmedimBen bir sana, bir bu şehre gül dedimBelki de can ben bu şehri güller için çok sevdimGözlerimden dökülen yaş denizi ıslatıyorSevda kilim, hasret nakış, gönül derdi dokuyorÇatlayası deli yürek 'sen sen' diye atıyorOy gece gözlüm oy, İstanbul seni kokuyor
Gitme ey yolcu, beraber oturup ağlaşalım: Elemim bir yüreğin kârı değil paylaşalım:Ne yapıp ye'simi kahreyleyeyim bilmem ki? Öyle dehşetli muhîtimde dönen mâtem ki! Ah! Karşımda vatan nâmına bir kabristan Yatıyor şimdi. Nasıl yerlere geçmez insan? Şu mezarlar ki, uzanmış gidiyor, ey yolcu, Nereden başladı yükselmeye, bak, nerede ucu! Bu ne hicrân-ı müebbed, bu ne hüsrân-ı mübîn. Ezilir rûh-i semâ, parçalanır kalb-i zemin! Azıcık kurcala toprakları, seyret ne çıkar: Dipçik altında ezilmiş, parçalanmış kafalar! Bereden reng-i hüviyetleri uçmuş yüzler! Kim bilir hangi şenaatle oyulmuş gözler! «Medeniyet» denilen vahşete lânet eder, Nice yekpâre kesilmiş de sırıtmış dişler! Süngülenmiş, kanı donmuş nice binlerle beden! Nice başlar, nice kollar ki, cüdâ cisminden! Beşiğinden alınıp parçalanan mahlûkât; Sonra nâmusuna kurban edilen buna hayat! Bembeyaz saçları katranlara batmış dedeler! Göğsü baltayla kırılmış memesiz vâlideler! Teki binlerce kesik gözdeye âid kümeler: Saç, kulak, el, çene, parmak. Bütün enkaz-ı beşer! Bakalım, yavrusu uğrar mı, deyip, karnından, Canavarlar gibi şişlerde kızarmış nice can! İşte bunlar o felâket-zedelerdir ki, düşün, Kurumuş ot gibi doğrandı bıçaklarla bütün! Müslümanlıkları bîçârelerin öyle büyük Bir cinâyet ki: Cezâlar ona nisbetle küçük! Ey bu toprakta birer nâş-ı perişan bırakıp Yükselen, mevkib-i ervâh! Sakın arza bakıp Sanmayın: Şevk-ı şehâdetle coşan bir kan var. Bizde leşten daha hissiz, daha kokmuş can var! Bakmayın, hem tükürün çehre-i murdarımıza! Tükürün: Belki biraz duygu gelir ârımıza! Tükürün cebhe-i lâkaydına Şark'ın, tükürün! Kuşkulansın, görelim, gayreti halkın, tükürün! Tükürün milleti alçakça vuran darbelere! Tükürün onlara alkış dağıtan kahbelere! Tükürün Ehl-i Salîb'in o hayasız yüzüne! Tükürün onların aslâ güvenilmez sözüne! Medeniyet denilen maskara mahlûku görün: Tükürün maskeli vicdânına asrın, tükürün! Hele İ'lanı zamanında şu mel'ul harbin,"Bize Efkar-ı umumumiyesi lazım Garb'ın ";Oda ALLAHI bırakmakla olur herzesini,Halka iman gibi telkin ile , dinin sesiniSusrutan aptalın idrakine bol bol tükürünYine hicran ile çılgınlıgın üstünde bu gün ,Bana Vahdet gibi bir yar-ı musiad lazım Artık ey yolcu bırak Ben Yanlız Ağlayayım.MEHMET AKİF ERSOY
bu müzik ölümünde sorumlu olacaktı az kalsın hayat çok güzelsin herşey ramen
fenasın basa belasın babbbaAaaa
Davam et ezizim . Davam et bu dünyayaBir bax sagına , solunaBir bax enime , uzunuma..Get burdan ezizim...onlara , bunlara..Dön-dolan ele bu dünyaya
❤❤❤👍👍👍
Hüzün de hüzünlenir bir gün,bu kadar hüzünlü olduğu için.ve Şükreder hüzün mutluluğun aksine hüzünle hediyelen digi için.
Önce Benim Annemin Annesi Vefat Etti Sonra Dedem Sonra En Acı Verici Olay Bu Ya Babam Vefat Etti Sonrada En Sevdiğim Arkadaşım Sırdaşım Dostum Vefat Etti Artık Siz Düşünün Nasıl Bir Halde Olduğumu Neden Neden Bu Acımasız Dünya Sevdiklerimizi Elimizden Alıyor Nicin Bu Acıları Yaşıyoruz biz Neden Babam Vefat Ettiği Gün İnanınki Bende Ölmek İstedim Ama Annem İçin Ablamlar İçin Güçlü Olmam Lazım Dedim Şuan Benim Ne Acılar Çektimi Anca Benim Gibi Sevdikleri Vefat Eden Anlaya Bilir :((
Bir kadın seni seviyorsa sana aittir.Mutlaka bir fotoğrafın vardır bir yerinde odasının onu kaldırtma!Bir kadın seni seviyorsa uyumadan önce dua ediyordur senin adınla başlayan dualar ve biten senin adınla onu susturma!Bir kadın seni seviyorsa sana zarar veremez yalnız genç adam kadınlar vazgeçtikleri adamlara da acımayı beceremez bu da kalsın aklında..Bir kadın seni seviyorsa koklayarak öper seni,Seni seven bir kadın sevdiği kadar sarılabilirse kemiklerin kırılır.Ve bir kadın seni seviyorsa sen ne kadar güçlüysen o kadar güçlü hisseder kendini onu yanıltma.İlk darbede yere çakılma oğlum,İlk imtihanda sınıfta kalma!Ve asla,Ama asla!Araya umutsuzluğu sokma.Orasıdır kadının şah damarı, umudu..Kesildiği an, vazgeçer kadın.Sevmekten,Beklemekten,Özlemekten,Hatta dua etmekten…Can havliyle, kaçar.Yakalayamazsın.Artık o kadını üstüne alınamazsın.Sahip çıkamadığın kadına hesapta soramazsın.Kadınları bomba gibi düşün genç adam yanlış kabloyu kesersen onunla birlikte sende patlarsın.Bak oğlum!Bu hayatta her şeyi alırsın yalnız seni seven kadının yoktur fiyatı.Seni her şeye rağmen sevebilen kadını satın alamazsın,Cüzdanın kilo kaybettikçe, sevgileri eksilen sevgililerin olur en fazla..Falan filan sonra,Bilirsin ya..Sen sen ol o kadını satma!Bir kadın seni seviyorsa kavga eder.Hem birazdan boğazına yapışacak sanırsın, hem görürsün gözlerindeki korkuyu.Kadınlar susmaz genç adam, susmuş kadın gitmiş kadındır.Susmuş bir kadın için bitmiş bir adamsındır.Bu kadınların değişmez ve değiştirilmesi teklif bile edinilemez olan maddelerinden biridir.Kadın olmanın kuralıdır..Bir şey daha vardır ki,Kuştur kadın,Ve bir gökyüzü vardır her kadının.Öyle bir havan olmalı ki adamım,Senden göçmediği için, onu dondurmamalısın.Bunu bir zamanlar seni gökyüzü ilan etmiş kadının, başka bir gökyüzünde kahkaha atışını duyunca anlarsın…
Offfff yaaaaa cok guzel insanin tum beynine iwliyo sarki bu kadari olamaz gercekdende bayildim desem yeridir vaz gecemiyorumki dinlemekden ellerinize emeyinize salik 😔😔😔👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👏👏👏👏👏👏👏👏👏👍👍👍👍👍
Sen bir avuç bebektin Kimdi süt veren sana, Hastalandın ölecektin Kim kanat gerdi sana? Senin minik başını Avuçlarına alıp Gece uykusuz kalıp Kucağında kim salladı Ağladın, seninle kim ağladı Annen! Sana ilk adımını attıran kimdir Konuşmayı öğretti sana bir bir Annen! Sen şimdi giderken okula Sefertasını kim hazırlar? Kim bakar arkandan yola? Sende en çok kimin hakkı var Kimdir seni en çok seven Annen! Dünyayı hiç değilse bir günlüğüne allı pullu bir balon gibi verelim oynasınlar oynasınlar türküler söyleyerek yıldızların arasında dünyayı çocuklara verelim kocaman bir elma gibi verelim sıcacık bir ekmek somunu gibi hiç değilse bir günlüğüne doysunlar dünyayı çocuklara verelim bir günlük de olsa öğrensin dünya arkadaşlığı çocuklar dünyayı alacak elimizden ölümsüz ağaçlar dikecekler
Ağlasam sesimi duyar mısınız, Mısralarımda; Dokunabilir misiniz, Gözyaşlarıma, ellerinizle? Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel, Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu Bu derde düşmeden önce. Bir yer var, biliyorum; Her şeyi söylemek mümkün; Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum; Anlatamıyorum.
Ağlasam sesimi duyar mısınız,Mısralarımda;Dokunabilir misiniz,Gözyaşlarıma, ellerinizle?Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,Kelimelerinse kifayetsiz olduğunuBu derde düşmeden önce.Bir yer var, biliyorum;Her şeyi söylemek mümkün;Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;Anlatamıyorum.
Seni sevmiştim hem de ilk gördüğüm andan itibaren. Ama hiç itiraf edemedim ,sana değil kendime itiraf edemedim. Çünkü yanlış bişeydi. Insan ....... ya aşık olamazdı. bana da yanlış geliyordu bütün bunlar. Ama ne yaparsin kimi seveceğini secemiyorsun işte. Aradan 5 yil geçti şimdi kendime itiraf ediyorum evet seni seviyorum. Bilmiyorum belki sen de bu videoyu izlersin hatta bu yorumu da okursun ama bunu benim yazdığımı bilemeyeceksin. Herşeye rağmen seni hep sevmek istiyorum.
Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında;Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum.Yolumun karanlığa saplanan noktasında,Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum.Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık;Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar.İn cin uykuda, yalnız iki yoldaş uyanık.Biri benim, biri de serseri kaldırımlar.İçimde damla damla bir korku birikiyor;Sanıyorum, her sokak başını kesmiş devler...Üstüme camlarını, hep simsiyah, dikiyor;Gözüne mil çekilmiş bir ama gibi evler.Kaldırımlar, çilekeş yalnızların annesi;Kaldırımlar, içimde yaşamış bir insandır.Kaldırımlar, duyulur, ses kesilince sesi;Kaldırımlar, içimde kıvrılan bir lisandır.Bana düşmez can vermek, yumuşak bir kucakta;Ben bu kaldırımların emzirdiği çocuğum!Aman, sabah olmasın, bu karanlık sokakta;Bu karanlık sokakta bitmesin yolculuğum!Ben gideyim, yol gitsin, ben gideyim, yol gitsin;İki yanımdan aksın, bir sel gibi fenerler.Tak, tak, ayak sesimi aç köpekler işitsin;Yolumun zafer takı, gölgeden taş kemerler.Ne sabahı göreyim, ne sabah görüneyim;Gündüzler size kalsın, verin karanlıkları!Islak bir yorgan gibi, sımsıkı bürüneyim;Örtün, üstüme örtün, serin karanlıkları.Uzanıverse gövdem, taşlara boydan boya;Alsa buz gibi taşlar alnımdan bu ateşi.Dalıp, sokaklar kadar esrarlı bir kuyuya,Ölse, kaldırımların kara sevdalı eşi..
BU GUN MENIM SEVDIYIMIN DOGUM GUNUDU. VE MEN HEC NE EDE BILMIREM. EN COXDA BUNA HEYIFLENIREM. ONU GORDUKDE ONA SEVGIMI ACA BILMIREM, ONU NE QEDER SEVDIYIMI DEYE BILMIREM
Çok yoruldum be anne, sitemim ne yaradana ne başka birine, sitemim kendime kaderime anne..Çok yoruldum be anne keşke doğurmasaydın anne keşke! Hani derler ya evladının kaderi anneye benzer diye ben bu kaderi sevmedim anne..Senide mi ben gibi üzdüler senide mi ağlattılar senide mi yordular ? Hep içime atıyorum konuşsam bile anlamıyorlar
Bizim okulun ziliydi bu😃
Değmeden ellerin ellerime, bakmadan gözlerimeEn güzel kokunu içime çekmedenVe geleceğe dair tek bir kelime etmedenRazı oluşumun, kabullenişimin hırçınlığıdır buAnla hırçın gözlerimden sana attığım çığlığıNasıl güzel sevilirse öyle güzel sevdim *Nasıl güzel vazgeçilirse öyle güzel vazgeçtim
Aşk acısı çekiyorsunuz. Aslında bu ne büyük nimettir bir bileseniz.. Benim öyle bir şansım bile olmadı, çünki yarınlara nasıl 2 ayağımın üzerinde ve aklım başında kavuşurum derdindeyim. Yapmayın bunu kendinize ve aşk acısı çekmenin bazı acıların yanında nimet kaldığını görün..
Daha bu gün bu şarkıyla dans ettik
😑😑😑😢😢
yine yalnızlığım ve ben başbayız :(((((
Ruhuma dokunuyor.
Her zamanki gibi nasıl başlayacağımı bilmiyorum. Ama bir yerden başlamak gerek. Bu belkide sana duygularımı anlattığım son yazı. Ben aslında sana çok kızgınım. Bu sevgimi görmezden geldiğin için çok kızgınım. "Ne yaptımki ben? Ne alaka?" dediğini duyar gibiyim. Bu mesajı hızlı hızlı okuyup geçtiğini de görebiliyorum. Ama bu satırları okuduktan sonra yavaşlamanı ve sindire sindire okumanı tavsiye ederim. Derin bir nefes al. Şimdi tut. Ne kadar tutabildin? Uzun süre dayanamadın değil mi? Ben o şekilde aylarca kaldım. Ciğerimi söküp atmak, bu durumdan kurtulmak istedim. Ama yapamadım. Çünkü sen benim içimde tuttuğum nefes gibiydin. Bırakırsam kaybolacaktın, başkasının ciğerlerine dolacak, ona nefes olacaktın... Bu yüzden yapamadım. Zamanla o tuttuğum nefes zehire dönüştü. Ciğerimi, içimi yakmaya başladı fakat tahmin et bakalım ben ne yaptım? Bırakamadım seni. Bırakmak istemedim. Her acıklı şarkıyı geç, her duygusuz şarkıda bile seni bulmaya başladım. Senin benim sevgimi takmadığın gibi bende kendi acımı takmadım. Hep "belki bir gün" diye bekledim. Ama o gün, bana bir asır gibi gelen aylar içerisinde hiç gelmedi. Kötü hissettiğim zamanlarda sana iyi geceler yazıyordum. Ve gelen o basit "sanada" cevabı beni o kadar mutlu ediyordu ki bu mutluluğu sana tarif edemem. Zaten daha önce de söylemiştim. Sana o basit mesajı atmak bile beni çok mutlu ediyordu. 3 ay boyunca seni hiç görmedim. Ne zaman "tamam ya artık sevmiyorum" desem yine rüyalarıma misafir oldun. "Yok ya ben seviyorum bu gerizekalıyı" dedim. Her seferinde böyle oldu, her seferinde o acı gerçeği farkettim; ben senden bir türlü kopamıyordum. Sana söylemek istediğim o kadar çok şey var ki... Seninle gerçekleştirmek istediğim hayaller sana sarildigim gunu hatirliyo musun? . Ben sana kollarımla değil, kalbimle sarılmıştım o gün. Kalp atışlarını duymak için iyice sokulmuştum sana. Ama sen ne yaptın? Beş saniye sürmedi sarılman. Ellerim heyecandan buz kestiğinde, senin sıcaklığınla ısınmışlardı. Senin ellerini bir an sırtımda hissettim, Sen bu hissi asla anlayamayacaksın. Ben ne kadar dil dökersem dökeyim benim sana nasıl bağlı olduğumu asla ama asla farkedemeyeceksin. Beni anladığını söylüyorsun ama anlamıyorsun. Anladığını SANIYORSUN. Halbuki uzaktan yakından alakan yok. Seni her şey için affedebilirim. Ağzını açıp iki kelime söylemen için yüzüne baktığım anlarda boş boş bakıp kafanı başka yöne çevirdiğin günler için, 'onu sevdiğimi biliyor, belki iyi geceler diye mesaj atıp sevgisine adam akıllı karşılık veremediğim onu mutlu edeyim diye düşünüp mesaj atar'diye sabahın üçüne kadar beklediğim geceler için,Her şey için affedebilirim ama senin yüzünden yüzümü yastığıma gömüp nefesim kesilinceye kadar ağladığım geceler için.. Beni üzdüğün için... Bunlar için asla affetmeyeceğim. Asla. Sana şunu söylemek için konuyu buralara getirdim. Seni benim gibi seven bir insan bulamayacaksın. Biri gitse bile biri kalacaktı yanımda. Ama sen hepsini öldürdün. Bu yüzden senden nefret ediyorum. Kimse birinin sırf onu sevdiği için hatalarını, kusurlarını görmezden gelmez. "Şu şu kusuruda var ama yinede seviyorum." der ama ben senin o kusurlarını cidden hiç görmedim. Seni gerçekten seven bir insanı kaybedip hayatındaki en büyük aptallığı yaptın. Şimdi gözümde kocaman bir boşluksun. Senden nefret bile edemiyorum artık. Sadece seni tekrar sevmekten korkuyorum . Seni kimsenin benim kadar sevemeyeceği gibi ben de seni sevmiyorum artık. Kendine iyi bak, daha elimi tutmadan kalbimi tutuşturan kadın...
Ya bro ya bunu yazdigin kız o kadar sansliki umarım bir gün farkına varır 😊baştan sona kadar muhteşemdi🌹🌹🌹
Ay tysinshe...
Gitme ey yolcu, beraber oturup ağlaşalım:Elemim bir yüreğin kârı değil paylaşalım:Ne yapıp ye'simi kahreyleyeyim bilmem ki? Öyle dehşetli muhîtimde dönen mâtem ki!Ah! Karşımda vatan nâmına bir kabristanYatıyor şimdi Nasıl yerlere geçmez insan?Şu mezarlar ki, uzanmış gidiyor, ey yolcu,Nereden başladı yükselmeye, bak, nerede ucu!Bu ne hicrân-ı müebbed, bu ne hüsrân-ı mübînEzilir rûh-i semâ, parçalanır kalb-i zemin!Azıcık kurcala toprakları, seyret ne çıkar:Dipçik altında ezilmiş, parçalanmış kafalar!Bereden reng-i hüviyetleri uçmuş yüzler! Kim bilir hangi şenaatle oyulmuş gözler!«Medeniyet» denilen vahşete lânet eder,Nice yekpâre kesilmiş de sırıtmış dişler!Süngülenmiş, kanı donmuş nice binlerle beden! Nice başlar, nice kollar ki, cüdâ cisminden!Beşiğinden alınıp parçalanan mahlûkât; Sonra nâmusuna kurban edilen bunca hayat!Bembeyaz saçları katranlara batmış dedeler! Göğsü baltayla kırılmış memesiz vâlideler!Teki binlerce kesik gözdeye âid kümeler:Saç, kulak, el, çene, parmak Bütün enkaz-ı beşer!Bakalım, yavrusu uğrar mı, deyip, karnından,Canavarlar gibi şişlerde kızarmış nice can!İşte bunlar o felâket-zedelerdir ki, düşün,Kurumuş ot gibi doğrandı bıçaklarla bütün!Müslümanlıkları bîçârelerin öyle büyükBir cinâyet ki: Cezâlar ona nisbetle küçük!Ey bu toprakta birer nâş-ı perişan bırakıpYükselen, mevkib-i ervâh! Sakın arza bakıpSanmayın: Şevk-ı şehâdetle coşan bir kan varBizde leşten daha hissiz, daha kokmuş can var!Bakmayın, hem tükürün çehre-i murdarımıza! Tükürün: Belki biraz duygu gelir ârımıza!Tükürün cebhe-i lâkaydına Şark'ın, tükürün! Kuşkulansın, görelim, gayreti halkın, tükürün!Tükürün milleti alçakça vuran darbelere! Tükürün onlara alkış dağıtan kahbelere!Tükürün Ehl-i Salîb'in o hayasız yüzüne! Tükürün onların aslâ güvenilmez sözüne!Medeniyet denilen maskara mahlûku görün:Tükürün maskeli vicdânına asrın, tükürün!Hele İ'lanı zamanında şu mel'ul harbin,"Bize Efkar-ı umumumiyesi lazım Garb'ın";Oda ALLAHI bırakmakla olur herzesini,Halka iman gibi telkin ile, dinin sesiniSusturan aptalın idrakine bol bol tükürünYine hicran ile çılgınlıgın üstünde bu gün,Bana Vahdet gibi bir yar-ı musaid lazımArtık ey yolcu bırak, ben yanlız ağlayayım
BENİ GÜZEL HATIRLABeni güzel hatırla! Bunlar son satırlar...Farzet ki, bir rüzgârdım, esip geçtim hayatındanya da bir yağmur sel oldum sokağındasonra toprak çekti suyu...Kaybolup gittim, belki de bir rüya idim senin için.Uyandın ve ben bittim...Beni güzel hatırla! Çünkü; sevdim seni ben, herşeyini...Sana sırdaş oldum, dost oldum,koynumda ağladın.Yüzüne vurmadım hiçbir eksikliğini,beni üzdün, kınamadım.Alışıktım vefasızlığa, el oldun aldırmadım...Beni güzel hatırla! Sayfalarca mektup bıraktım sana.Şiirler yazdım her gece, çoğunu okutmadım.Sakladım günahını, sevabını içimdesessizce gittim...Senden öncekiler gibi sen de anlamadın.Beni güzel hatırla! Sana unutulmaz geceler bıraktımsana en yorgun sabahlar...Gülüşümü, gözlerimi, sonra sesimi bıraktım.En güzel şiirleri okudum gözlerine baka baka,söylenmemiş 'Merhaba'lar sakladım her köşeyevedalar bıraktım duraklarda.Ne ararsan bir sevdanın içindefazlasıyla bıraktım ardımda.Beni güzel hatırla! Dizlerimde uyuduğunu düşün,saçını okşadığımı, üşüyen ellerini ısıttığımı,mutlu olduğun anları getir gözünün önüne.Alnından öptüğüm dakikaları...Birazdan kapını çalan kişi olabileceğimi düşünşaşırtmayı severim biliyorsun.Bu da sana son sürprizim olsun.Şimdi, seninle yaşanan günleri ateşe veriyorumbeni güzel hatırla.Gidiyorum...M...
niko ali allah rahmet etsin mekanı cennet olsun 😦😦😟
Sen yoktun o zamanlar,çocukluğumda en çok yağmuru severdim ben…Ne zaman bir dert gelse bana,yağmur yağar,dinler,dokunur,ve topraktan kalkano kokuyu koklardım…Ateşim sönerdi..Sonra büyüdüm..Gözlerini gördüm,yandım,yağmur yağdı,ve ilk kez sönmedim…Ben yağmurdan daha fazla bi seni sevebildim…
Offf yaa ne güzəl şarkı 😑😑😑
Enver Yiğitler yiğidi sana hain diyenin dili kopsun.